15 Temmuz darbe girişiminden sekiz gün sonra 23 Temmuz'da gözaltına alınıp işkence gördükten 13 gün sonra hayatını kaybeden tarih öğretmeni Gökhan Açıkkollu ölümünden 1.5 yıl sonra görevine iade edildi. Darbe suçlusu olduğu gerekçesiyle Açıkkollu'nun naaşı İstanbul’da gömülmek istenmemişti. Yetkililer Açıkkollu’nun ailesine “İstanbul’da defnedilecekse herhangi bir İslami işle yapılmaksızın ‘hainler mezarlığı’na gömebilirsiniz” demişti.
RS FM'de pazartesi ve çarşamba günleri 19.15'te yayınlanan Yavuz Oğhan, İsmail Saymaz ve Akif Beki ile 'Söylemesi Bizden' programında gözaltına alındıktan sonra hayatını kaybeden öğretmen Gökhan Açıkkollu ile ilgili konuşuldu.
‘Söylemesi Bizden'in programcılarından Akif Beki, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: "Bahse konu rahmetli öğretmen velev ki bu suçu işledi. Olması gereken suçunun mahkemede sübut bulması, yargı kararıyla mahkum edilmesi, sağsalim cezaevine gönderilip, salimen bu cezayı çekmesi sağlanmalıydı. Bütün bu süreçler tamamlanmış olsaydı bile teröristlerin bu ülkede nizami bir şekilde cenaze namazlarının kılınıp, mezarlıklara defnedildiğine defaatle tanık olduk. Suçluların da teröristlerin de hakları var. Öldükten sonra ölüye gösterilmesi gereken asgari bir saygı var. Ölüye saygı göstermek Cilalı Taş Devri öncesinden beri insanlığın keşfettiği bir şey. İnsanlığın en kadim keşfidir bu. Bunun esirgenmesi acıtıcı bir şey."
RS FM'de yayınlanan ‘Söylemesi Bizden'in bir diğer programcısı İsmail Saymaz ise şu değerlendirmelerde bulundu:
"Hainler mezarlığı hayata geçmemiş bir öneriydi. Daha ortaya atıldıktan bir gün sonra ortadan kalktı zaten. Ortaya atan eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'tı. Kendisi uzun darbe günlerinde Amerika'daydı. Geç döndü. Döner dönmez de ‘Hainler mezarlığı kuralım, bunları oraya gömelim' dedi. Esasen askerler için söylemişti. Ama o günlerde Gökhan öğretmen emniyette gözaltı işlemleri sırasında kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. Kadir Topbaş bu öneriyi ortaya attı da ne oldu? Hemen geri çekildi ve sonra Topbaş'ın damadının (Ömer Faruk Kavurmacı) hükümete tehditlerin savrulduğu TUSKON (Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu) kongresinde ön sıralarda bulunan kişi olduğu anlaşıldı. Damadını korumaya dönük mü hareket etti bilmiyorum ama bu ona da yaramadı. Gökhan öğretmen, hakkında istinad eden suçtan ötürü ifadesi alınamadan öldü. ‘Hakkında kanaatimiz vardı' deniyor. Hakkındaki kanaati değerlendirmek için 15 Temmuz'u mu beklediniz? Gökhan öğretmenin babası ağlayarak oğlunun gömüldüğü gün, ‘Benim oğlum da kandırılımış olabilir. Koca cumhurbaşkanı kandırıldı. Benim oğlumun kandırılma hakkı yok mu?' demişti. Haksız mı peki?"