İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki karar duruşmasına, Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katılan Altan, yazar olarak yazılarını ve ifadelerini kendisinin seçeceğini belirterek, şunları söyledi:
"Sur Mahallesi'nde (Diyarbakır) 13-14 yaşındaki askerle çatışan Kürt çocuklarına 'çocuk' dediğim için yargılıyorsunuz. Çocuklara çocuk diyemezmişim. 'Biz onlara çocuk demiyoruz, sen de demeyeceksin.' diyorsunuz. Sizin ne dediğiniz beni ilgilendirmiyor, ne diyeceğimi size soracak değilim. Onlar çocuktu, birçoğu da öldü. Çocuklara 'çocuk' dediğim için beni yargılayacağınıza 'Neden bu ülkede çocuklar ölüyor?' diye kendinize sorun. Çocuklara çocuk demek, suç değildir, çocukların öldürüldüğü bir ülke yaratmak suçtur. Birkaç oy fazla alabilmek için oradan oraya savrulan siyasilerin yanında yer almadığım için mi yargılayacaksınız?"
'KAÇ YIL CEZA VERMEK İSTİYORSANIZ VERİN, OMUZLARIM GÜÇLÜDÜR'
Altan, 10 gün önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldığını hatırlatarak, şu ifadeleri kullandı:
CEZADA İNDİRİM YAPILMADI
Altan'ın savunmasının ardından avukatları söz alarak, müvekkillerinin beraatine karar verilmesini talep etti.
Heyet, Altan'ı ''silahlı terör örgütü propagandası yapmak" suçundan 3 yıl hapis cezasına çarptırdı.
Altan'ın dava konusu yazıda Cumhurbaşkanı için yaptığı ağır ithamlar, Cumhurbaşkanı'nın şeref ve saygınlığını küçük düşürücü ifadeler, bu ifadelerin ve ithamların farklılığı ile yoğunluğunu dikkate alan heyet, sanık Altan'ı "Cumhurbaşkanına alenen hakaret" suçundan 2 yıl 11 ay hapis cezasına mahkum etti.
Mahkeme, sanığın, 4 Ocak tarihli duruşmada heyete karşı olumsuz tutum ve davranışları ile pişmanlık duymaması nedeniyle cezada indirim yapmadı. Altan, toplamda 5 yıl 11 ay hapis cezasına çarptırıldı.