Suriye'de IŞİD'la mücadele gerekçesiyle bulunan ABD öncülüğündeki koalisyon bu ülkedeki İran'ın nüfuzunu ortadan kaldırma hedefini de dile getiriyor. Suriye sahasında İran ile İsrail'in karşı karşıya gelmesi ve önümüzdeki dönemde olası savaş senaryoları Batı'da sıklıkla dile getirilir oldu. Türkiye'nin de dahil olduğu Astana sürecinin ortağı İran ise Suriye hükümeti ve Rusya ile birlikte cihatçı gruplarla mücadeleyi sürdürürken, Suriye'deki ABD askeri varlığını ortadan kaldırmak hedefini güdüyor. Tahran'ın Ankara'nın Afrin operasyonuna itirazlarını dile getirse bile keskin bir tutum takınmaması dikkat çekiyor.
İran'ın Suriye'deki pozisyonunu, ABD ve İsrail ile Türkiye karşısındaki konumunu TOBB Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi ve İran uzmanı Doç. Gülriz Şen ile konuştuk.
‘SURİYE, İRAN'IN KENDİ GÜVENLİĞİ AÇISINDAN KODLADIĞI BİR MESELE'
Gülriz Şen'e göre İran, Suriye'deki durumu kendi güvenliğiyle eş değer tutacak kadar stratejik bir düzlemde ele alıyor. Suriye'de bu yüzden başından beri asli bir aktör durumunda olan İran, Suriye hükümetini ayakta tutmak için sistemli bir askeri ve diplomatik politika yürüttü:
‘RUSYA, İRAN İÇİN BATIYI DENGELEYEN BİR FAKTÖR OLARAK ÖNEMLİ'
Şen, Rusya'nın da İran açısından her daim Batı'yı dengeleyen bir faktör olduğunu belirterek, Moskova'nın İran dış politikasında oynadığı önemli role atıf yaptı:
‘RUSYA VE İRAN'IN SURİYE'DE İŞBİRLİĞİ MUAZZAM'
Şen, Rusya ile İran arasında 2015'te Rusya'nın Suriye'ye geri dönmesi ile muazzam bir işbirliği yaşandığını söylerken, çok kritik bir dönemeç olan Halep savaşında İran'ın kara muharebelerinde, Rusya'nın da hava saldırılarında denkleme önemli bir şekilde katıldığını anımsattı:
"Suriye'de iki ülke arasında muazzam bir işbirliği görüyoruz. 2015'in sonunda Rusya'nın Suriye'ye geri dönmesi ile iyice bu durum belirginleşti. Orada bir iş bölümü yapıldı. Suriye'de savaşın seyrine bakacak olursak İran başından beri kendisinin ifadesiyle: Askeri danışmanlarının varlığıyla ve sunduğu lojistik destek ile önemli bir aktör oldu. Suriye ordusuna yönelik de önemli hamleleri oldu. Ordunun asker sıkıntısı baş gösterdikçe İran kendi topraklarında yaşayan Afganlardan, Pakistan'dan milisler oluşturup, bunlarla birlikte Lübnan'daki Hizbullah'ın milislerin büyük bir bölümünü Suriye'ye nakletti. Hem de operasyonlarda bu milisleri kumanda etti. Bunun dışında Halep kurtarılması operasyonu çok önemliydi. Rejimin varlığını sürdürebilmesi açısından belki de en kritik dönemeçlerden birisi Halep'in geri alınmasıydı. Tam da bu sırada İran kara muharebelerinde aktifken hava saldırıları vasıtasıyla Rusya'nın da bu denkleme önemli bir şekilde katıldığını görüyoruz."
‘RUSYA, SURİYE'DE FARKLI AKTÖRLERİ DENGELEMEK DURUMUNDA'
Şen, diğer yandan Suriye denkleminde kimse kimseye tam olarak güvenmediğini düşünse de Rusya ile İran arasında bir anlaşmazlık görülmediğini belirtti. Şen, İsrail'in İran'ı hedef alan tutumu konusunda ise Rusya'nın Suriye'de farklı aktörleri dengelemek durumunda olduğuna dikkat çekti:
‘İRAN İLE İSRAİL DOĞRUDAN MÜCADELE ETMESE DE HİZBULLAH ÜZERİNDEN İŞLER KIZIŞABİLİR'
İran'ın İsrail ile doğrudan bir askeri karşılaşma istemese bile, özellikle Suriye'de düşürülen İsrail F-16'sının ardından ‘bölgede stratejik denklem değişti' mesajı verildiğine dikkat çeken Şen'e göre doğrudan bir mücadele olmasa da Hizbullah üzerinden işler kızışabilir:
"Bugün bakıldığında İsrail'in gündeminde iki temel güvenlik meselesi var. Bunlardan birisi Golan Tepelerinde, İran'ın İsrail'in sınırlarına çok yakınlaşmış olması ve varlığını İsrail'in sınırlarına dayandırmış olması. Diğeri de aslında Mısır ve Sina yarımadasındaki cihatçılar meselesi. İsrailli diplomatlar ve güvenlik uzmanları özellikle bu iki meseleye dikkat çekiyorlar. İran, İsrail ile doğrudan bir askeri karşılaşmanın peşinde değil. Ancak bölgede denklemin değiştiğine dair önemli mesajlar da verdiğini görüyoruz. Özellikle İsrail F-16'sının düşürülmesinin ardından İran'dan gelen açıklamalara baktığımız zaman İran, İHA uçurduğu iddialarının gülünç, tartışmaya değer şeyler olmadığını ifade etti. Ama öte yandan şunu eklemeyi unutmadılar tabii ki: İsrail uçağının düşürülmesi bölgedeki stratejik denklemlerin değiştiğine İsrail'in Suriye'nin toprak bütünlüğüne ve hava sahasına saygı göstermesi gerektiğine ve bundan böyle bu kadar özgür davranamayacağına dair bir uyarı maiyetinde. İran ve İsrail arasında doğrudan mücadele beklemesek de dolaylı olarak önümüzdeki süreçte Hizbullah üzerinden işlerin kızışabileceğini öngörebiliriz."
‘ABD'NİN SURİYE'DEKİ VARLIĞININ SONA ERMESİ İRAN AÇISINDAN ÖNEMLİ'
Şen, ABD'nin İran'da rejim değişikliğini açıktan telaffuz ettiğini, İran'ın da bu söylemlere karşı bölgede etkinliğini güçlendirmek isteyeceğini belirtirken, milli güvenliğini bölgesel boyutta kurgulayan İran açısından ABD'nin Suriye'deki varlığının sona ermesinin önemli bir hedef olduğunu dile getirdi:
‘İRAN, TÜRKİYE'NİN BÖLGEDEKİ ASKERİ MEVCUDİYETİNDEN RAHATSIZ'
Gülriz Şen, son olarak Türkiye ile İran'ın Afrin'de dolaylı yoldan karşı karşıya gelmiş olduğunu belirterek, Türkiye'nin bölgedeki askeri mevcudiyetinden İran'ın rahatsız olduğunu yorumunu yaptı: