İstanbul’da Kırım protestosu

İstanbul Taksim’de bulunan Rusya Başkonsolosluğu binasına yürümek isteyen gruba izin çıkmadı. Çoğunluğunu Kırım tatarlarının oluşturduğu protestoya ülkücü bir grup da destek verdi.

Bugün öğleden sonra 14.30 civarında başlayan protestoda Moskova aleyhinde sloganlar atıldı, İstiklal Marşı ve dualar okundu.

Protestoya Kırım Derneği’nin çeşitli il başkanları da katıldı.

​'KENDİ ÇIKARLARI PEŞİNDEKİ BU AZINLIĞA DESTEĞİN KALMADIĞI ORTADA'

Bu arada İstanbul’da gerçekleşen protestoyu Kırım Tatar Kültür Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Ünver Sel, Sputnik’e değerlendirdi. Sel “İstanbul’da gerçekleşen gösteri ellerindeki imtiyazları kaybetmiş olan bir grup insanın psikolojisini gösteriyor. Bu bir hezeyanın göstergesi. Kırım konusunu grup yıllarca kendi çıkarları için kullandı. Bu grup vatanlarındaki binlerce insanı arkalarında bırakıp küçük bir topluluk olarak Ukrayna’ya gitti. Dört yıl önce Ukrayna’da yaşanan iç savaş sürecinde Kırım halkı kararını verdi. Mart ayında gerçekleşen referandumla Rusya Federasyonu’na katılma kararı aldı” dedi.

İstanbul’da protesto düzenleyen grubun 'kendi çıkarları peşindeki azınlıktan ibaret' olduğuna işaret eden Sel şöyle devam etti: "Yüz kadar bir kişiyi zorla bir araya getirmiş olmaları da ne kadar küçük bir grup olduklarının göstergesi. Bu zavallı azınlık sonlarının geldiğinin farkında olmalı.  Halbuki şu anda Türkiye Rusya Federasyonu’yla birlikte Suriye’de tarihin en önemli operasyonlarından birini gerçekleştiriyor. Kırım’da ve Türkiye’de yaşayan Kırım Tatar halkı bu harekatta Mehmetçiği desteklemekte. Ben böyle bir dönemde böyle bir gösterinin gerçekleşmesini Türkiye — Rusya ilişkilerini bozmaya yönelik bir girişim olarak değerlendiriyorum.

Bu gösterilere Türkiye’de yaşayan Kırım Tatarlarının katılmaması da bu derneklerin etrafında kimseyi toplayamadığını gösteriyor. İstanbul’da dün gerçekleşen toplantıya da 50 kadar kişi katıldı. Fotoğraflardan öyle olduğu anlaşılıyor. Yani konferans, miting gibi provokatif eylemlere yönelik katılımın bu denli az olması bile başlı başına biraz önce bahsettiğim hususların bir göstergesi."