Eylüldeki genel seçimden üçüncü parti çıkan ve son anketlerde ikinci parti pozisyonunda gözüken Almanya İçin Alternatif'in (AfD) geçen hafta serbest bırakılan Türk-Alman gazeteci Deniz Yücel'le ilgili meclise önerge sunma hamlesi büyük tepki çekti.
Deutsche Welle Türkçe'nin haberine göre aşırı sağcı parti, Die Welt muhabiri Yücel'in eski gazetesi tageszeitung'da (taz) kaleme aldığı siyasi hiciv türündeki makalelerini hedef aldı. AfD, Alman hükümeti ve meclisinden, Yücel'in makalelerine mesafe alınmasını, 'tasvip edilmediklerinin' kamuoyu önünde açıklanmasını talep etti.
Freilassung aus türkischer Haft: AfD erfindet "Vorzugsbehandlung" für Deniz Yücel https://t.co/5WELWfMGVh pic.twitter.com/bzObGNgKYC
— WELT (@welt) 22 Şubat 2018
Örneğin Yücel, eski Alman Merkez Bankası Yönetim Kurulu Üyesi ve eski SPD'li politikacı Thilo Sarrazin'in 'Almanya kendini yok ediyor: Ülkemizi nasıl tehlikeye sokuyoruz' adlı yabancı ve Müslüman karşıtı kitabına cevaben 2011 yılında 'Süper, Almanya kendini yok ediyor!' dediği bir makale yazmıştı.
'KİMSENİN ÖZLEMEYECEĞİ ŞEYLER YİTİP GİDECEK'
''Avrupa'nın ortasında yakında milletsiz bir alan oluşacak, ama bu üzücü değil. Çünkü Almanlarla yalnızca kimsenin özlemeyeceği şeyler yitip gidecek'' diye iğneleyen Yücel, Almanya'da doğum oranlarının düşmesiyle ilgili ''Almanların yakında gerçekleşecek çöküşü, millet ölümlerinin en güzeli'' ifadesini kullanmıştı. Yücel başka bir yazısında Sarrazin'in 'beyin kanaması geçirmesini' dilediğini söylemişti.
Yücel'in ilgili ifadelerini bugüne dek defalarca eleştiren AfD, hazırladığı önergede, gazeteciyi 'tescilli Almanya ve Alman düşmanı' diye niteleyip 'halkı kin ve düşmanlığa sevk eden beyanlarda bulunmakla' suçladı.
Önergede, Alman hükümetinin Türkiye'de hapisten kurtulması için Yücel'e 'özel muame' uyguladığı, ama Yücel'in yazılarının bununla ' uyumsuzluk' içinde olduğu iddia edildi.
'NE ALMAN NE DE GAZETECİ'
Deniz Yücel, Türkiye'de 16 Şubat'ta serbest bırakılmıştı.
🔴 BREAKING: WELT-Korrespondent Deniz Yücel verlässt das Gefängnis und ist frei https://t.co/FtGRhg0ClW #FreeDeniz pic.twitter.com/Mbp1uYYxlT
— WELT (@welt) 16 Şubat 2018
AfD Eş Genel Başkanı Alice Weidel, 17 Şubat'ta, ''Yalan haber: Deniz Yücel ne Alman'dır ne de gazetecidir'' diye tweetlemişti. Weidel'ın sözleri Almanya genelinde tepki çekmişti.
Wenn die #Medien heute berichten, der „deutsche Journalist“ #Yücel sei freigelassen worden, dann sind das gleich zwei #Fakenews in einem Satz. Warum das so ist, erläutere ich hier: https://t.co/v3WVlI1PG1.#AfD #FreeDeniz #FreeDenizIsFree pic.twitter.com/RcQ6tGW79E
— Dr. Alice Weidel (@Alice_Weidel) 17 Şubat 2018
'DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN'
Gazetenin genel yayın yönetmeni Georg Löwisch, taz'ın 'düşünce özgürlüğü için mücadele ettiğini ve düşünce özgürlüğünü uyguladığını' söyledi.
'DEMOKRASİLERDE GAZETECİ İKTİDARDAN ONAY ALMAZ'
AfD'nin 'provokasyonu rutin haline getirdiğini' belirten Löwisch, ''Bir demokraside, gazetecilerin yazdığı metinlerin bir parti, parlamento ya da genel olarak siyasetin tasvibine ihtiyacı olmadığını öğrenmeleri gerek'' dedi.
'SINIRI AŞTI, TEMEL HAKLARA SALDIRDI'
Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) parlamento ile meclis grubu arasındaki ilişkilerin koordinasyonundan sorumlu üyesi Carsten Schneider, AfD'nin önergesinin 'Almanya'da temel haklara yapılmış bir saldırı' olduğunu söyledi. Schneider, 'AfD'nin sınırı aştığını, basın özgürlüğüne saldırı düzenlediğini' belirtti.
Yeşiller'den Britta Haßelmann da AfD'nin böyle bir önergeyi meclise getirmiş olmasının partinin 'demokrasi ve hukuk devleti anlayışı hakkında yeterince fikir verdiğini' dile getirdi. Haßelmann, ''Alman meclisi gazetecilerin yazılarını sansürlemez. Bizim ülkemizde basın ve düşünce özgürlüğü vardır'' dedi.
'NAZİ KIŞKIRTICILIĞI'
Sol Parti Eş Başkanı Katja Kipping, AfD'nin Alman meclisini 'kahverengi kışkırtıcılığı' için suistimal etmek istediğini söyledi. Kahverengi, Nazilerin giydiği gömlek rengiydi.