'TÜRKİYE, SEMPATİ TOPLAMAKTA YETERSİZ'
DW Türkçe'nin aktardığına göre büyük bir kısmında Türkiye'nin ele alındığı mülakatta Hahn, Türk-Alman gazeteci Deniz Yücel'in serbest bırakılmasının Türkiye'deki hukuk devleti sorunlarıyla ilgili kaygılarını değiştirmediğini söyledi. Binlerce insanın Türkiye'de, kısmen hakkında iddianame hazırlanmış olmaksızın tutuklu olmasına değinen Hahn, 'Türkiye'deki bu ciddi hukuk devleti eksikliklerine göz yumamayacaklarını' söyledi. Hahn, Türkiye'nin 'sempati toplama politikasının yetersiz' olduğunu kaydetti.
'ANAYASAYA GÖRE HUKUK DEVLETİ'
Türkiye'de siyasetin yargı üzerinde bir etkisi olduğunun aşikar olduğunu savunan Hahn, Türkiye'nin anayasaya göre bir hukuk devleti olduğunu ancak pratikte ciddi eksiklikler olduğunu vurguladı.
Ayrıca Hahn, AB tarafından birçok kez dile getirilen ancak Türkiye'nin şiddetle reddettiği 'üyelik müzakerelerine değil stratejik ortaklığa yoğunlaşalım' önerisini tekrar dile getirdi. Hahn, Türkiye ve AB'nin gelecek yıllarda Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un da önerdiği üzere üyelik müzakerelerinden ziyade stratejik bir ortaklığa yoğunlaşması gerektiğini söyledi.
Bu şekilde iyi niyetle erişilebilecek ve karşılıklı ilişkilerde gerginlik yaratmayacak hedeflerin belirlenebileceğini kaydeden Hahn, ortaklık ilişkilerinde yeni bir perspektifin her iki tarafın da çıkarına olacağını söyledi. Hahn, söz konusu ortaklığın orta vadede AB-Türkiye Gümrük Birliği'nin hizmet ve diğer sektörlere genişletilmesinin müzakere edilmesini içerebileceğini söyledi.
AB Komisyonu'nun nisanda yayınlayacağı Türkiye raporuyla ilgili olarak Hahn, "Eğer o zamana kadar köklü değişiklikler olmazsa, Türkiye'nin ülke raporu özellikle de hukuk devleti gelişmelerine ilişkin olarak eleştirel bir nitelik taşıyacak" dedi.
Brüksel'in Ankara'dan temel demokratik haklara saygılı olunmasını beklediğini aktaran Hahn, buna yargının bağımsızlığı, hukuk devleti ilkelerine bağlılık ve ifade özgürlüğünün de dahil olduğunu söyledi.