Nazlı Ilıcak: Sıkıyönetim komutanı olarak düşünülen general bile tahliye edildi, ben buradayım

15 Temmuz darbe girişiminin ardından tutuklanan gazeteci-yazar Ahmet Altan, akademisyen kardeşi Mehmet Altan ve gazeteci Nazlı Ilıcak'ın da aralarında bulunduğu 17 sanıklı davanın beşinci duruşması, ikinci gününde (13 Şubat 2018) devam etti.

Duruşmada konuşan Nazlı Ilıcak'ın esas hakkındaki savunmasından satırbaşları şöyle:

Alaattin Kaya’nın bizimle Fethullah Gülen arasında bağlantıyı sağladığı iddia ediliyor. Ama benim Kaya ile HTS kaydım yok.

'GÜLEN NASIL BERAAT ETTİ?'

Fethullah Gülen 2008 yılında hakkındaki suçlamalardan beraat etti, oysa devletteki yapılanmasına dair kasetleri vesaireleri vardı, açık deliller vardı, nasıl beraat etti? İşte orada anlatılanlara inanılmadığı, müthiş takiye yapan bir örgütle karşı karşıyayız.

Darbe planında İstanbul sıkıyönetim komutanı olarak düşünülen general bile tahliye edildi, ben general değilim fakat buradayım.

'EĞER MISIROĞLU OLSAYDIM…'

“Demokrasiye geçtikten sonra bizim İslâmi varlığımızı küp gibi devirdiler” diyen ben değilim. Ben eğer, tarihçi Kadir Mısıroğlu olsaydım, bana yönelik anayasal rejimi değiştirme iddiasında bir haklılık payı bulunabilirdi. Ben hiçbir zaman Cumhuriyet rejimini, “100 yıllık parantez” ya da “reklam arası” gibi de görmedim. Ben bir Cumhuriyet kadınıyım ve laik Cumhuriyet'in imkânlarından yararlanarak bugünkü konumuma geldim.

Abdullah Gül bile cemaatin terör örgütü olduğunu bilmiyormuş. TBMM’ye gönderdiği yazıda “örgütün TSK içinde bu kadar nüfuz ettiğini ben dahil kimse bilmiyordu” diyor.

'AHMET ALTAN'I DİNLİYORUM, GÖZLERİM KAPALI' 

Sadece, programın tanıtımı amacıyla attığım “Ahmet Altan’ı dinliyorum gözlerim kapalı” tweeti, darbenin somut delili olarak sunuluyor. Biliyorsunuz Orhan Veli’nin “İstanbul’u dinliyorum” şiiri var, oradan esinlenerek yapmıştım. Onun dışında Can Erzincan'da yayınlanan programla ilgili olarak benim başka bir sözüm yok, o programda benden söz edilmiyor ama ben o programı nedeniyle darbeci oldum.

'İŞLER KÖTÜYE GİDİYOR, DARBE YAPILMALI DEMEDİM Kİ'

Ahmet Altan programda EMASYA protokolünün tehlikelerine dikkat çekti, ben de bunu normal karşıladım. "İşler kötü gidiyor, darbe yapılmalı" demedi ki!

'BBC DE ÖZ'Ü AKLAMAYA MI ÇALIŞTI?'

 

Zekeriya Öz o dönemde terör örgütü üyesi değil. Terör örgütü üyeliği ile suçlansa, elini kolunu sallayarak serbestçe dolaşabilir miydi? Aynı dönemde BBC de Zekeriya Öz ile röportaj yaptı, BBC de mi onu aklamaya çalıştı?

'HÜKÜMETİN ÖCALAN'I ONAYLADIĞI SÖZLER TERÖR ÖRGÜTÜNE DESTEK SAYILMIYOR'

Abdullah Öcalan ile ilgili, Murat Karayılan'la ilgili bile sıra sıra röportajlar yapılmadı mı? Hiçbiri hakkında terör suçlaması yapılmadı. Öcalan’la ilgili olarak dönemin Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın, Yalçın Akdoğan’ın, Bülent Arınç’ın teyit edici, onaylayıcı sözleri var. Onlar terör örgütüne destek sayılmıyor. O sırada terör örgütü üyesi sayılmayan Zekeriya Öz ile röpörtajdan dolayı ben terör örgütüne destekle suçlanıyorum. Bu biraz insafsızlık.

'CEMAAT, AKP'Yİ KUŞATMAK İSTEDİ'

17 — 25 Aralık yargı ve polis darbesi. Bunu kabul ediyorum. Ama bu bildiğim darbe gibi değildi, tankla tüfekle yapılmadı. 17 — 25 Aralık'ta AK Parti iktidarını cemaat kuşatmak istedi. Ama bunun benimle ilgisi yok; o sırada AKP'yi destekliyordum.

'BARLAS GİBİ TÜRKİYE'NİN TERÖR ÖRGÜTLERİNİ DESTEKLEDİĞİNİ SÖYLEMEDİM'

Ben hiçbir zaman Türkiye’nin terör örgütlerini desteklediğini söylemedim ama mesela Mehmet Barlas, Türkiye’nin Suriye’de terör örgütlerini desteklediğini söyleyerek hükümeti suçladı, ama maalesef yapılmıyor. Yanlış anlaşılmasın, Barlas benim eski dostum, kadim bir dostum, gazeteci hükümeti terör örgütlerine destekle vermekle de eleştirebilir ama durumuma işaret etmek için bunu söylüyorum.