Haciz işlemine neden olan 2009 yılındaki kazaya ilişkin tazminat davası açan Serkan Saçan da işlemin sorumlusunun avukatı olduğunu şu sözlerle ileri sürdü: "Benim vekaletim avukatımda olduğu için avukatım şehit olduğunu duyar duymaz icra dairesine gitmiş, arabasına ve ailesine verilecek şehit parasına icra yenilemesi yaptırmış. Bunlar benim bilgim dışında oldu."
Haciz haberinin duyulmasının ardından ise Yozgat Cumhuriyet Başsavcılığı ise avukat Emine Gün hakkında inceleme başlattı. Adalet Bakanlığı da bir açıklama yayımlayarak, İcra ve İflas Kanunu'nun 53 ile 82/9. maddelerine aykırı davrandığı belirtilen avukat Emine Gün'e ilişkin Yozgat Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulduğunu duyurdu.
Hayatını kaybeden askerin emekli ikramiyesine ve aracına bundan bir gün sonra haciz işlemi başlattığı iddia edilen avukat Emine Gün, RS FM'de yayınlanan Yavuz Oğhan'dan Bidebunudinle programının konuğuydu.
Hedef gösterildiğini ve linç politikası yürütüldüğünü belirterek sözlerine başlayan avukat Gün, "Kesinlikle ben de şehidimizden dolayı yıkılmış durumdayım. Oradaki şehitler bizim de ciğerimizi de yakmakta. Ben kötü avukat, kötü insan, fırsatçı gibi yansıltıldım. Bundan dolayı, kahrımdan ölmek üzereyim" dedi.
Avukat Gün, "Gezi olaylarındaki Emine Gün'den bile benmişim gibi bahsediliyor. Benim o kişiyle benim bir bağlantım yok. Ben öyle bir insan değilim. Sosyal medya hesabım yok. Ben hükümet karşıtı, eylemci bir insan değilim. Anadolu'nun ücra bir ilçesinde görev yapan basit bir avukatım" ifadelerini kullanırken, Türkiye'nin gündemine oturan 'haciz skandalı'nı ve olayın gelişimini şöyle anlattı:
'HACİZ İŞLEMİNİ YENİLEDİKTEN SONRA ŞEHİT OLDUĞUNU ÖĞRENDİM'
"2009 yılında, Züleyha Saçan ile Serkan Saçan'ın yaşamış olduğu kazadan dolayı, tazminat talepleri vardı. Davaları kabul edildi. İcra takip işlemi, dava sonuçlandıktan sonra 2016 yılında başladı. Davanın sonucunda ödeme yapılmayınca, haciz işlemlerine başladık. Musa bey ödeyemeyeceğini söylediği için maaş haczi yapıldı. Aracına da haciz konuldu. Biz şehit olacağını bilerek bir işlem yapmadık. İcra müdürlüğü de şehit olduğunu bilerek bir işlem yapmaz. Sistem buna onay vermez zaten. Bilinçli olarak yapılsa suç teşkil eder. Haberlerde yansıltıldığı gibi, öğrenip haciz işlemini yenilemedik. Rutin bir işlem yaptık. Ben sabah haciz işlemini yeniledim. Öğleden sonra şehit olduğunu öğrendim. Bunun üzerine alacaklıyı ofisime çağırdım. Durumu anlattım. Kendisi de, aileyle görüştüğünü söyledi. Ben bu aşamadan sonra devre dışı kaldım. Beni devre dışı bırakıp, aileyle görüşen kişi müvekkilimdir. Alacağından vazgeçmesi gereken kişi de müvekkilimdir. Ben davadan çekilmeyi de düşünemedim. Dosyadan alacağım olan ücreti de istemediğimi müvekkilim aracılığıyla şehit Musa Özalkan'ın ailesine ilettim. Aile ise, 'O para senin ananın ak sütü gibi helaldir, biz parayı geri iade etmeni istemiyoruz.' dedi. Parayı Mehmetçik Vakfı'na bağışladım. Hakkımdaki kötü algı nedeniyle, Mehmetçik Vakfı parayı kabul etmeyeceğini belirtti. Şehit olduğu gün, bilinçli olarak şehitlik tazminatına yapılmış bir işlem yok."
'ÖZÜR DİLİYORUM'
Emine Gün, sözlerini şöyle noktaladı:
"Böyle bir durumun içinde bulunduğum için Türk halkından, şehit ailelerinden özür diliyorum. Telafisi mümkün olabilecek ne varsa, elimden ne geliyorsa yapmak istiyorum."