Yolsuzluk iddialarını aydınlatmasının ve devlet kaynaklarının israfının önüne geçilmesinin hükümetin görevi olduğunu belirten Çipras, "Olası suçları araştırmak için yasalar çerçevesinde ne gerekiyorsa tereddütsüz bir şekilde yerine getireceğiz. Bu çerçevede önümüzdeki tek yol, dava dosyasını incelemek ve muhtemel suçlara yönelik emarelerin yeterli olup olmadığına bakmak için ön soruşturma komisyonu kurmaktır" ifadelerini kullandı.
23 MİLYAR EURO ZARAR
Çipras, ülkenin, yolsuzluğa karşı hoşgörüyle yaklaşan bir siyasi atmosfer içinde israf sebebiyle iflasa sürüklendiğini ifade ederek şunları kaydetti:
"Tahminlere göre, 2000-2010 yılları arasında ilaçların yüksek fiyatlandırılmasından dolayı 23 milyar euro zarara uğradık. Bu bir kurtarma paketine eşdeğer. Ülkenin milli hasılasının yüzde 10'una denk. Eğer bu 23 milyar euro kasamızda kalsaydı, 2010'da kurtarma paketinden kurtulabilirdik."
İKİ BAŞBAKAN VE SEKİZ BAKANIN ADI GEÇİYOR
Dava dosyasına göre, 2006-2015 yılları arasında, merkezi İsviçre'de bulunan Novartis ilaç firmasının, politikacılara, üst düzey bürokratlara ve doktorlara ilaç fiyatlarını şişirmek ve devlet hastanelerine satışları artırmak için rüşvet verdiği iddia ediliyor. Söz konusu rüşvet bedelinin 50 milyon euro'ya ulaştığı öne sürülüyor.
Yunan hükümet yetkilileri, bunu, "Yunan devleti tarihindeki en büyük yolsuzluk skandalı" olarak niteliyor.
'HÜKÜMET POLİTİZE EDİYOR'
Öte yandan, yolsuzluğa karıştığı iddia edilen isimler haklarındaki suçlamaları reddederek hükümeti hukuki bir süreci politize etmekle suçladı. Samaras da Başbakan Çipras'ın, kendisini itibarsızlaştırmak ve ismini lekelemek için kumpas kurduğunu söyledi.
Novartis'ten yapılan yazılı açıklamada ise Yunan ve Amerikalı yetkililerle iş birliğinin sürdürüldüğü, suç unsuru bulunması halinde "hızlı ve kararlı şekilde harekete geçileceği" ifade edildi.