Hürriyet'ten İpek Özbey'e konuşan Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından ilgili kısım şöyle:
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, bir açıklamasında “CHP içindeki bazı kimseler, YPG/PYD’ye dolaylı destek veriyor. Kemal Kılıçdaroğlu gereğini yapsın” dedi…
Biz YPG’ye de, PYD’ye de ‘terör örgütü’ dedik zaten, daha ne söyleyelim. Bu suçlamayı yapmalarının nedeni şu: PYD, Yargıtay kararıyla terör örgütü sayılmasına karşın bu karardan sonra PYD’nin lideri Salih Müslim’i Türkiye’ye davet ettiler. Bunu gündeme getirdiğim için rahatsızlık duyuyorlar.
Ve PYD’nin eski elebaşı Salih Müslim’in Ankara’da ağırlanmasından dolayı suç duyurusunda bulundunuz. Niye aradan üç yıl geçtikten sonra?
Daha önce de teröre yardım ve yataklık yaptıkları gerekçesiyle suç duyurusunda bulunmuştuk.
Tıpkı Fırat Kalkanı Operasyonu’na destek verdiğimiz gibi Afrin operasyonuna da destek verdik, veriyoruz. Çünkü sınırlarımızda terör örgütünün yuvalanmasını istemiyoruz. 10 kilometre olur, 30 kilometre olur; sınırlarımızı belli bir derinlikte güvence altına almak zorundayız. Ama Afrin’in içine girmek farklı bir şey. Siz yaklaşık 500.000 nüfusa sahip bir kente niye gireceksiniz? Kimin terörist olduğunu nasıl ayıracaksınız? Belli bir derinliğe ulaştıktan sonra konuşlandık mı, askerimizi oraya koyduk mu, üssümüzü kurduk mu; tamam o zaman. Yarattığımız alana Suriyelileri yerleştirelim, evlerini, okullarını, hastanelerini yapalım, “burada oturun” diyelim. Onların güvenliğini de sağlayalım.
‘Menbiç ve Fırat’ın doğusuna girmeden, terörün kökünü kazıyamayız’ değerlendirmesi için ne diyorsunuz?
Batı’nın, özellikle de ABD’nin tutumunu nasıl buluyorsunuz?
Batı’nın tutumunu, Ortadoğu’nun silahlandırılmasını asla doğru bulmuyoruz. Ortadoğu’nun silahlandırılması daha çok kanın akmasına yol açar. Özellikle samimi Müslümanlara seslenmek isterim. Akan kan, Müslüman kanı. Birbirlerini öldürenler kim; Müslümanlar. Silahları ellerine tutuşturanlar da Batı’nın egemen güçleri. Yahu niye düşünmüyorsunuz? Suriye’ye yazık değil mi, Irak’a yazık değil mi?