Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, milletvekillerine mektup gönderen aydınları sert sözlerle eleştirdi. Erdoğan, "Neymiş, bunlar savaş istemiyormuş. Yememiş, içmemişler utanmadan böyle bir şeyin altına imza atmışlar. Siz ne vicdansızsınız ya. Profesör olmak, sanatçı olmak, doçent olmak size artı bir değer mi kazandırıyor? Yok biz savaş istemiyoruz, barış istiyoruz. Barış kanla tesis edilmez. Madem barışseversiniz, niçin bölücü terör örgütleri polislerimizi şehit ederken üç maymunu oynadınız hainler. Onların kanı yerde kalmayacak bunu böyle biliniz. Siz sözde sanatçısınız" ifadelerini kullandı.
Milletvekillerine mektup gönderen isimler arasında eski AK Parti Milletvekili ve Kültür Bakanı Ertuğrul Günay da yer alıyor. RS FM'de yayınlanan Yavuz Oğhan'dan Bidebunudinle programına katılan Günay, mektuba ilişkin hükümet kanadının ikna edici bir dil kullanılması gerektiğini ifade etti.
"Yaşadığımız dönemi ve dönen tartışmaları, akılla izah etmek oldukça zor" diyerek sözlerine başlayan Günay, "Bu iş bir savaş ortamına dönüşmeden çözülemez miydi? Çünkü savaşın arkasında bıraktığı onulmaz yaralar oluyor. Diyalog ve diploması yeteri kadar kullandı mı? Sorunların barış içinde çözülmesi mümkün değil miydi? Bu şekilde tereddütler ifade ediliyor. TBMM'ye mektup yazıldı. Ben de hazırlanan metne katıldım. Barış içinde sorunların çözümlerin düşünün, tartışın diyoruz" ifadelerini kullandı.
'NASIL BİR BEKA SORUNU Kİ, TBMM'NİN TATİLİ DEVAM EDİYOR'
"Ülkeni beka sorunundan bahsediliyor. TBMM, Zeytin Dalı Harekatı başlamadan 2 gün önce tatile çıktı. Tatil 30 Ocak'a kadar sürdü. Bu nasıl bir beka sorunu ki, Meclis'in tatili devam ediyor" diyen Günay, sözlerini şöyle sürdürdü:
'BU İŞİN 6 AY İÇİNDE ÇÖZÜLECEĞİ SÖYLENMİŞTİ'
"Böyle bir ortamda, sokaklara dökülmek ya da bildiri yayımlamak yerine, parlamentoya başvurmak, olayı ciddiye alan, soğukkanlı, ağır başlı bir davranış. Mektuba katılmıyorsanız, ikna edici bir dille cevaplandırılması gerekirdi. Ben bundan Türkiye açısından son derece kaygı duyuyorum. Bireysel olarak da, son derece incindiğimi ifade etmek istiyorum. Ben 6 yıl önce, hükümet üyesiyken Suriye meselesine müdahil olmamamız gerektiğini, Ortadoğu'da hakem konumumuzu korumamız gerektiğini uzun uzun anlattım. Bana o zaman, sabırlı olmam, endişe etmemem ve bu işin 6 ay içinde çözüleceği söylenmişti. 6 yılı aşkın süre geçti."