Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Zeytin Dalı Harekatı'nı diğer askeri operasyonların izleyebileceği yönündeki açıklamasını ve bu operasyonlarda PYD ve YPG'nin de dahil olduğu terörist yuvalarının hedef alındığını anımsatan Kommersant yazarı Marianna Belenkaya, Afrin harekatı ışığında Kürtlerin 'Şam'la anlaşmak' veya 'ABD'ye güvenmeyi sürdürmek' arasında ikilem yaşadığını vurguladı.
'TÜRKİYE, KÜRTLERİN FIRAT'IN DOĞUSUNA ÇEKİLMESİNİ İSTİYOR'
Zeytin Dalı Harekatı'nın nedeninin ABD'nin YPG bazlı 'Sınır Güvenlik Gücü' kurma açıklaması olduğunu anımsatan Belenkaya, "Harekatın amacı, 30 kilometrelik güvenlik hattı oluşturmak. Türkler, Suriye'nin kuzeyindeki etki alanını tamamen ortadan kaldırmak için ABD'ye Kürtlere silah sevk etmeyi durdurma ve Suriye'deki silahlı Kürt oluşumlarını Fırat Nehri'nin doğusuna çekme çağrısı yaptı" ifadelerini kullandı.
'KÜRTLER SON 3 AYDA İKİNCİ KEZ DARBE ALDI'
'BAZI KÜRT LİDERLERİN DE SUÇU VAR'
Ankara'nın sınırlarında yeni bir Kürt oluşumuna izin vermemeyi amaçladığını belirten Plotnikov, "ABD'yse tam aksine kendi kurdukları Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'ne (IKBY) ilave olarak Suriye topraklarında Kürt anklavı kurmayı planlıyor. Sonuç olarak, Kürtler, Türkiye ve ABD arasındaki ihtilafların rehini durumunda. Ancak bunda bazı Kürt liderlerin de suçu var. Bu gelişmelerin önüne geçmek mümkündü. Aynı anda iki koltuğa oturmak isteyenler, genelde kaybeden taraf olur" dedi.
Türkiye, YPG'yi, PKK’nın Suriye’deki uzantısı olarak görüyor ve bu yapıyla ilişkili DSG gibi örgütlerin de 'terör örgütü' olarak kabul edilmesini istiyor. Ancak, Başta ABD olmak üzere Batılı güçler, Ankara’nın bu görüşünü kabul etmiyor. Ankara, ayrıca YPG'ye silah verilmesine de sert bir şekilde karşı çıkıyor.