'YPG Afrin ve Münbiç’ten tasfiye edilmedikçe operasyon tamamlanmamış demektir'

Türkiye’nin YPG kontrolündeki Afrin’e yönelik başlattığı Zeytin Dalı operasyonu sürerken Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamada Erdoğan’ın Trump’a 'ABD’nin YPG’ye verdiği desteği kesmesi' çağrısında bulunduğu belirtilirken Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada Trump’ın Afrin operasyonuna yönelik “Türkiye’yi, tansiyonu düşürmeye, askeri eylemlerini sivil kayıplar, yerlerinden edilmiş insanlar ve mültecilerin sayısını artırmadan kaçınacak şekilde sınırlamaya çağırdığı” ifade edildi.

'ABD'NİN YAKLAŞIMINI TÜRK HALKI OLARAK ASLA KABUL ETMİYORUZ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Trump arasındaki telefon görüşmesini Sputnik’e değerlendiren AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, Trump’ın Türkiye’yi Afrin operasyonunu 'sınırlamaya çağırmasıyla' ilgili "Bizim sınırımız, terör örgütünün Afrin ve Münbiç’ten tamamen tasfiye edilmesidir. Dolayısıyla bu sınır gerçekleşmediği müddetçe bizim için operasyon tamamlanmamış demektir. Dolayısıyla 10 bin kilometre ötedeki ABD’nin Suriye topraklarında Türkiye’nin ulusal güvenliğini tehdit eden bir terör örgütünü korumayı ve kollamak için bir diğer terör örgütünü mazeret haline getiren yaklaşımını Türk halkı olarak asla kabul etmiyoruz" dedi.

'SINIRIMIZ, TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜMÜZE YÖNELİK TEHDİDİN TAMAMEN TASFİYE EDİLMESİ'

Külünk ayrıca, "Bu anlamda ABD’ye karşı Ortadoğu’da ve Türk halkında yükselen öfkenin ABD tarafından anlaşılmadığını, ABD’nin sadece oturduğu yerden coğrafya okuması yaparak bu topraklarda PKK terör örgütü üzerinden Türkiye Cumhuriyeti devletinin bekasının tehdit edilmesinin Türk halkında nasıl karşılık bulduğunu anlamamasını da ABD’nin acizliği olarak görüyorum. Bizim sınırımız, toprak bütünlüğümüze yönelik tehdidin tamamen tasfiye edilmesidir. Bu tasfiye gerçekleşinceye kadar milli mücadeleyi çok iyi bilen bir milletin evladı olarak devletimizin almış olduğu Afrin’e yönelik Zeytin Dalı operasyonunun milletin beklentilerini karşılayacak şekilde son noktaya kadar gideceğinden biz eminiz” ifadelerini kullandı.

Trump’ın Türkiye’ye nasihat etmekten vazgeçmesi gerektiğini ifade eden Külünk, “Bunun yerine silah verip büyüttüğü, eğittiği terör örgütünden terör ordusu çıkarmaktan vazgeçmeli. Kendi elleriyle büyüttüğü canavarı kendi elleriyle tasfiye etmeli. Türk halkı o zaman ABD’nin samimiyetini anlar. Onun dışında bu laflara bizim karnımız tok” dedi.

'ABD’NİN SICAK TEMAS TEHDİDİNE KARNIMIZ TOK'

Telefon görüşmesinde Trump’ın Türkiye’ye, “Türk ve Amerikan güçleri arasında çatışma riskini ortaya çıkarabilecek herhangi bir eylemden kaçınma konusunda ihtiyatlı davranması” çağrısını da değerlendiren Külünk, “ABD bunu kendisi düşünmeli. Suriye’de görev yapan diplomatını IŞİD üzerinden konuşturacağına IŞİD üzerinden konuşturduğu diplomatına şu talimatı versin: PKK terör örgütüne ‘Münbiç’i, Afrin’i terk et’ cümlesini söylemesi lazım. Onun dışında ABD ile sıcak temas tehdidine bizim karnımız tok. Biz gerektiğinde milyonlarca şehit veririz, ama bu toprakların bütünlüğünün önündeki saldırıları kabul etmeyiz. Bizim Çanakkale tarihimiz var. Biz bir kez daha Çanakkale tarihini yaşamaktan imtina etmeyecek bir milletiz” diye konuştu.

'ABD, TÜRKİYE İLE İRAN ARASINA NİFAK SOKMAK İSTİYOR'

Beyaz Saray açıklamasında yer alan “İki lider, özellikle bölgesel istikrarın sağlanması ve IŞİD, PKK, El Kaide ve Iran destekli terörizm de dahil olmak üzere terörizmin bütün türleriyle savaşta, ABD ile Türkiye arasındaki stratejik ortaklığı iyileştirmeye taahhütünde bulunmuştur” ifadelerini de değerlendiren Külünk, şöyle konuştu: "ABD, Türkiye-İran-Rusya arasındaki üçlü ittifakın Suriye’deki istikrarsız yapının istikrarlı hale gelmesi için birlikte Astana ve Soçi sürecinde atılan adımları sabote etmek için Türkiye ile İran arasına nifak sokmak istiyor. Türkiye de İran da böyle bir süreçte ABD’nin nifak arayışını görecek kadar sağduyusu yüksek devlet geleneklerine sahiptir. Dolayısıyla ABD’nin yapacağı tek bir şey var; PKK terör örgütü ve PKK ile birlikte hareket eden DAEŞ’i tasfiye edip Afrin’i Afrinliler’e, Münbiç’i Münbiçliler’e bırakmak. Yani bin yıllık demografik yapının o bölgede korunması, Suriye’deki halkın, Arapların, Kürtlerin, Türkmenlerin birlikte yaşamalarının sağlanması esas alınmalı, ABD bölgenin terörden tasfiyesinin peşinde koşmalıdır, Türkiye’ye akıl vermekten vazgeçmelidir.”

Türkiye, YPG'yi, PKK’nın Suriye’deki uzantısı olarak görüyor ve bu yapıyla ilişkili DSG gibi örgütlerin de 'terör örgütü' olarak kabul edilmesini istiyor. Ancak, Başta ABD olmak üzere Batılı güçler, Ankara’nın bu görüşünü kabul etmiyor. Ankara, ayrıca YPG'ye silah verilmesine de sert bir şekilde karşı çıkıyor.