Sputnik'e konuşan ilk isim Gazeteci Metehan Demir'e göre Fırat Kalkanı Harekatı ile Zeytin Dalı Harekatı'nı birbirinden ayırmamak gerekiyor. Operasyonların kurulması planlanan PKK/PYD koridoruna yönelik birbirini tamamlayıcı hamleler olduğuna işaret eden Demir "Afrin harekatı, bölgede bir Kürt Devleti'nin kurulmasını, Türkiye'ye yönelik PKK kaynaklı saldırılarının kökünün kurutulmasını ve bölgenin gerçek sahiplerine devredilmesini hedefleyen bir operasyon. Fırat Kalkanı Harekatı'yla arasındaki tek fark arazi ve yüz ölçümü farkı" dedi.
Operasyonun bir sonraki aşamasının da Menbiç olmasının muhtemel olduğuna işaret eden Demir "Münbiç siyasi açıdan da Amerika ve Rusya ile sorunlar yaşaması daha olası bir alan. Ama Afrin operasyonu için de daha önce ‘Rusya hava sahasında koordinasyon sağlamaz' denilmişti. Ancak bugün gelinen noktada, Rusya ve Türkiye'yle önemli iş birliği içinde. ABD'nin ise bu işe çok karşı çıkar bir duruma düşmediğini görüyoruz. Ayrıca Rusya ve ABD arasındaki gerginlikler esnasında; Rusya'nın Türkiye'ye yakın bir pozisyon alması da dikkate değer" ifadelerini kullandı.
Suriye'de dengelerin ve konjonktürel dostlukların hızla değiştiğine işaret eden Demir "Bu yüzden Suriye söz konusu olduğuna herhangi bir ülkeyi Türkiye'nin ‘dostu' veya ‘karşıtı' gibi kategorize edemiyorum. Yarın ne olacağı hiç belli olmaz. Bu yüzden bugün kurulan yakınlıkların ittifak ve stratejik ortaklık düzeyinde devam edip etmeyeceği belirsiz" dedi ve ekledi:
"Bu bölgede, bir pozisyon aldığınızda, herhangi bir harekat başlattığınızda, bu harekatın etkisini azaltmaya veya dikkatinizi dağıtmaya yönelik bir başka kontra hamleyle karşı karşıya kalabiliyorsunuz. Bu yüzden Afrin Harekatı sürerken Türkiye'nin kafasını karıştırmaya yönelik bir hamle bir yerlerde planlanmış olabileceğini düşünüyorum. Her şeye hazırlıklı olunması kanaatindeyim."
Konuyu Sputnik'e değerlendiren Enerji Piyasaları ve Politikaları Enstitüsü (EPPEN) Başkanı Dr. Volkan Özdemir'e göre ise, bu operasyon Moskova'da Türk ve Rus genelkurmay başkanlarının gerçekleştirdiği toplantının doğrudan bir sonucu. Özdemir "Zeytin Dalı Harekatı'nın Rusya ve Türkiye genelkurmay başkanlarının gerçekleştirdiği toplantının doğrudan bir sonucu olduğu kanaatindeyim. Aynı, 9 Ağustos 2016'da Rusya'nın St Petersburg kentinde gerçekleştirilen görüşme sonrasında Fırat Kalkanı Harekatı'nın başlatıldığı gibi bu sefer de Moskova'daki askeri müzakereler neticesinde Türkiye'nin Zeytin Dalı Harekatı başlamıştır" dedi.
Operasyonun Moskova ve Ankara arasında artan iş birliğine işaret ettiğine değinen Özdemir "Türkiye'ye yakın bazı muhalif gruplar İdlib'den Afrin'e aktarıldı. Bu sayede de Suriye güçleri İdlib'in doğusundaki havalimanını çatışmasız şekilde ele geçirdi. Bu da Türkiye ve Rusya'nın iş birliğinin arttığını gösteriyor" diye konuştu.
‘OPERASYON KOORDİNELİ, HEM SURİYE HEM TÜRKİYE GELİŞMELERDEN MEMNUN'
Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonlarını karşılaştıran Özdemir "Fırat Kalkanı Harekatı'nın öncelikli hedefi IŞİD terör örgütünü bölgeden temizlemek olsa da operasyonun stratejik hedefi Suriye'de kurulmak istenen PKK/PYD koridorunu yarmaktı ve bu bağlamda başarılı bir operasyondu. Fırat Kalkanı Harekatı, PYD kantonları arasındaki karasal bağı engellemeyi hedefliyordu; şimdi de Zeytin Dalı'nın da Fırat Kalkanı'nın devamı olduğunu düşünebiliriz. Türkiye daha önce yarılma gerçekleştirdiği koridorda şimdi de temizleme işlemi yapıyor" ifadelerini kullandı.
Operasyonun diplomatik açıklamalar üzerinden yorumlanmaması gerektiğine işaret eden Özdemir "Suriye hükümeti, Türkiye'nin operasyonunu kınasa da bu açıkça Rusya koordineli bir operasyon ve taraflar gidişattan memnun. Bu operasyon Türkiye'yi Suriye ile fiili barışma dönemine soktu. Süreç adım adım gidiyor. Her şey yolunda giderse, operasyonun ikinci aşaması Menbiç olur; daha sonra da Fırat'ın doğusu gelir. Afrin'de Türkiye ve Suriye fiilen barışıp; Menbiç'te de resmen barışabilir. Aynı zamanda ikinci aşamada PYD, Rusya'yı da tamamen karşısına alabilir. Üçüncü aşama olan Fırat'ın doğusunda ise bölge ülkeleri, PYD ve ABD'ye karşı birleşebilir" dedi.
"YPG, Afrin'i Suriye ordusuna teslim ederse, TSK ne yapar?" şeklindeki soru üzerine Özdemir "Buradaki gaye sınırın terör örgütlerinden temizlenmesi. Afrin veya İdlib ileride Suriye yönetimin kontrolüne geçerse operasyon zaten başarıya ulaşmış demektir. Zira nihai hedef Suriye'nin toprak bütünlüğüyse bu Şam'ın zaferi olur. Şam'ın kazanması ise Ankara'nın kazanmasıdır" diye yanıt verdi.
Türkiye, YPG'yi, PKK’nın Suriye’deki uzantısı olarak görüyor ve bu yapıyla ilişkili DSG gibi örgütlerin de 'terör örgütü' olarak kabul edilmesini istiyor. Ancak, Başta ABD olmak üzere Batılı güçler, Ankara’nın bu görüşünü kabul etmiyor. Ankara, ayrıca YPG'ye silah verilmesine de sert bir şekilde karşı çıkıyor.