'KÜRTLER KONTROL ETTİKLERİ BÖLGELERİ ŞAM'A VERSEYDİ HAREKAT DÜZENLENMEZDİ'
"Kürtler kontrol ettikleri bölgeleri Suriye hükümetine verseydi, Afrin'deki harekattan kaçınılabilirdi. Gelen bilgilere göre Moskova, Kürtleri bu ikna etmek için çaba sarf etti ancak başarısız oldu" diye devam eden Matuzov, Kürtlerin daha uzlaşmacı olmaması nedeniyle harekatın kaçınılmaz hale geldiğinin altını çizdi.
Bu çerçevede Kürtlerin arkasındaki gücün ABD olduğunu anımsatan Matuzov, şu değerlendirmede bulundu:
"Washington'un 30 bin kişilik bir sınır gücü kuracağını açıklaması ve Afrin'deki Kürtlere 'taşınabilir hava savunma füzeleri' (MANPAD) sevk etmesi sonrası harekat kararı alındı. ABD, Kürtler üzerinden Ankara'yı kışkırtmak için elinden geleni yaptı. Dahası, ABD'liler bu gerilim sayesinde bir amacına daha ulaştı: Suriye'deki siyasi çözüm sürecini ortadan kaldıramasa da, ciddi biçimde baltaladı. Astana ve Cenevre görüşmelerinin yanı sıra 29-30 Ocak'ta Soçi'de yapılacak Suriye Ulusal Diyalog Kongresi'nin etkinliğiyle ilgili şüpheler oluştu ve bu da her şeyden önce Rusya'nın çabalarına büyük bir darbe vurdu."
'ABD, SURİYE'DEKİ ASKERİ VARLIĞINI GARANTİYE ALDI'
Matuzov, Kürtleri kullanarak Afrin harekatına sebebiyet veren ABD'nin Suriye'deki varlığını garantiye aldığını da kaydetti.
Türkiye, YPG'yi, PKK’nın Suriye’deki uzantısı olarak görüyor ve bu yapıyla ilişkili DSG gibi örgütlerin de 'terör örgütü' olarak kabul edilmesini istiyor. Ancak, Başta ABD olmak üzere Batılı güçler, Ankara’nın bu görüşünü kabul etmiyor. Ankara, ayrıca YPG'ye silah verilmesine de sert bir şekilde karşı çıkıyor.