Demirtaş, partisinin genel merkezine gönderdiği mektupla duyurduğu, 11 Şubat Pazar günü yapılacak HDP 3. Olağan Kongresi'nde aday olmama kararının nedenine ilişkin olarak şunları söyledi:
"Öncelikle ben, bugüne kadar hiçbir göreve aday olmak suretiyle gelmedim. Her zaman ortak konsensüs ve ortak önerilerle görev aldım. Partim, arkadaşlarım ve halkımın ortaklaşması ve güçlü bir şekilde arkamda durması ile görevlerimi yerine getirmeye çalıştım. HDP gibi halklar, inançlar, fikirler bahçesi olan bir partide eş genel başkanlık görevini layıkıyla yerine getirebilmek olağanüstü bir çaba, emek, samimiyet ve koordinasyon gücü gerektirir."
'HDP' NİN TÜM YÖNETİMİ ADINA VERİLMİŞ BİR ÖZELEŞTİRİ'
HDP'de tek kişinin değil, kolektif bir liderliğin varlığından söz edilebileceğini, eş genel başkanların ise bu kolektif liderliğin en etkili sözcüleri olmak durumunda olduğunu kaydeden Demirtaş, şunları söyledi:
'HDP EŞ BAŞKANLIĞI, KONFORLU MAKAM DEĞİL, ATEŞTEN GÖMLEKTİR'
'GERİ ÇEKİLMİYORUM, PARTİMİN ÖNÜNÜ AÇMAYA ÇALIŞIYORUM'
Kongrede aday olmama kararıyla siyasi mücadeleden çekilmediğini ve bu kararının politik hamle olduğunu kaydeden Demirtaş, sağlıklı yönetmeyi başarırsa HDP yönetiminin, bu süreçten güçlenerek çıkacağını söyledi. Her HDP'linin ve HDP'li olmayanların büyük kongreye dair görüş, öneri ve eleştirilerini özgürce dile getirebilmelerinin çok önemli olduğuna da vurgu yapan Demirtaş, "Eş genel başkanlık mevzusu da politik bir konudur; ama bununla birlikte önümüzdeki dönemin politik ihtiyaçlarına yönelik güçlü bir tartışmayı da hep birlikte yürütmeliyiz. HDP yönetiminin görevi, bu tartışmaların önünü alabildiğine açmak ve dinlemek, anlamaktır. Ben de burada imkanlar ölçüsünde, bu tartışmaları izlemeye çalışıyorum. En nihayetinde HDP'nin daha da güçlenmesi için partim ve halkım benden canımı istese bile bir saniye tereddüt etmem. Bu nedenle ben, hiçbir şekilde geri çekilmiyorum. Partimin önünü yeni eş genel başkanlarla birlikte açmaya çalışıyorum" diye konuştu.
Cezaevine girdikten sonra partisi tarafından sahiplenilmesi konusunda Demirtaş, "Mesele, elbette sadece ben değilim. Çok sayıda milletvekili, belediye başkanı, DBP'li, HDP'li üst düzey yönetici ve binlerce üyemiz tutukludur. Dışarıda OHAL koşullarından kaynaklı ağır baskılar, işten atmalar ve müdahaleler var. TBMM ve anayasa askıya alınmış durumda. Gazeteciler, akademisyenler, hukukçular, emekçiler, kadınlar bir bütün olarak toplumun ekseriyeti sindirilmek, korkutulmak suretiyle teslim alınmaya çalışılıyor. Bütün bunlara karşı HDP olarak etkili bir mücadele yürütemediğimizi kabul etmemiz lazım. İşte büyük kongre süreci, bu yönlü yetmezliklerimizi de aşmamıza vesile olacaktır" dedi.
'CİDDİ KONULARDA SON KARARI HALK VERİR'
HDP'nin yürüyüşüne zarar vereceğine inanılan hiçbir adımın ve hamlenin içinde olmasının mümkün olmadığını vurgulayan Demirtaş, şunları söyledi:
"Seçim yoluyla aldığımız görevler, özgürlükler mücadelesinin sadece bir aracıdır. Siyaset ise seçilmiş olmaktan ibaret değildir. Yaşamın her alanı, siyaset ve mücadele alanıdır. Ben, bundan sonra eş genel başkanlık görevi dışında başka bir rol ve misyonla mücadeleye devam etme kararını samimiyetle partime ve kamuoyuna ilettim. Tartışmaları ve gelişmeleri, hep birlikte izleyeceğiz. HDP'nin yürüyüşüne zarar verileceğine inanılan hiçbir adımın ve hamlenin içinde, kıyısında, kenarında bile olmam mümkün değildir. Partimin bu değişim sürecini sağlıklı ve güçlü bir şekilde yürütebilmesi için destek olmaya devam edeceğim. Ama hiçbirimiz, halka rağmen HDP'yi var eden fedakar tabana rağmen hiçbir şey yapamayız. Halkın ve tabanın partiyi denetleme, karar alma ve politika oluşturma süreçlerine katılımı ne kadar güçlü olursa HDP o kadar etkili bir parti olur. Bunun önünü açmak da yönetimin görevidir. Bütün ciddi konularda, önemli mevzularda son kararı halk verir. Halka güvenelim, inanalım, en doğrusunu ve en güzelini yapacaktır zaten."
'KARARIM, YÖNETİMİ ÜZMEK AMAÇLI DEĞİL'
'HASİP BEY, KASTINI AŞTIĞINI KABUL EDECEKTİR'
HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, ayrıca HDP eski Milletvekili Hasip Kaplan'ın parti içinde tartışmalara neden olan açıklamalarıyla ilgili, "Hasip Bey'in yol açtığı tartışmaya dair de bir şeyler ifade etmek isterim. Umarım Hasip Bey, kastını aştığını kabul edecektir; çünkü kendisi gerçekten de ne ırkçı ne de ayrımcı bir düşünceye sahiptir. Tam tersine, bunlara karşı mücadele etmiş bir siyasetçidir. HDP'de her türlü göreve talip olmanın yegane koşulu, parti ilkelerine inanmak ve saygılı olmaktır. Bunun dışında bir kriter olmaz, olamaz" diye konuştu.