Akın, 1996'da Adana'da gittiği Işık Dershanesi aracılığıyla kendisine ulaşan Ali adlı kişinin derslerinde yardımcı olabileceğini söyleyerek, kaldığı üniversite evine davet ettiğini belirtti. "Bu yapılanmayla bu şekilde tanışmış oldum. O dönem daha 13 yaşında, derslerinde başarılı bir öğrenciydim" diyen Akın, Ali adlı kişinin evinde tanıştığı M.Ç. ve aynı evde kalan üniversite öğrencilerinin kendisiyle bazı başka öğrencileri sınavlara hazırladığını aktardı. Akın, 1996-1997'de yaklaşık bir buçuk yıl cemaat evine gittiğinde, M.Ç'nin ailesinin güvenini kazanmak için anne ve babasıyla görüşmeye birkaç kez evlerine geldiğini bildirerek, şu bilgileri verdi:
'1997'DE ASKERİ LİSEYE GİTMEK İSTEYİP İSTEMEDİĞİMİ SORDU'
Akın, Kuleli Askeri Lisesi'ni kazandığını, sağlık raporu ve kayıt işlemlerinde yalnızca babasının yardım ettiğini belirterek, okulu kazanmasının ardından, kendisiyle ilgilenen şahısların referans bulmak üzere birileriyle görüşüp görüşmediklerini bilmediğini söyledi.
'AİLENE BİZİMLE GÖRÜŞMEYE DEVAM ETTİĞİNİ SÖYLEME'
KON ADI: CENK
"Kadıköy'de belediye otobüsüne binecekken M.Ç. bir anda yanıma gelerek bana saati sordu. Benimle görüşmek istediğini anladım. O sırada yanımda yapılanma içinde bulunmayan arkadaşlarım olduğu için onlardan ayrıldım. M.Ç'yi takip ettim. Kalabalık olmayan bir yerde onunla konuşmaya başladık. Bana neden H.Ç. ile görüşmediğimi sordu. Bu şekilde görüşmelere katılmak istemediğimi söyledim. Fakat fen lisesi ve askeri lise sınavlarına hazırlandığım dönemde hiç para almadan ders çalıştırarak yardımcı oldukları için onlara duyduğum minnet duygusu nedeniyle tekrar H.Ç. ile görüşmeye başladım. Mezun olduktan sonra İstanbul'da Tuzla Piyade Okulunda okurken Ahmet ve Hakan kod adlarıyla bildiğim şahıslara devredildim. Bu şahıslar, Serdar Tekin'le (FETÖ'den ihraç edilen yüzbaşı) bir eve çıkmamızı istedi. Bizimle ilgilendiler. Tekin ile Kartal'da bekar evi tuttuk. Ahmet ve Hakan ile 2005 ve 2006'da bu evde görüştük. Bu şahıslar evimize gelip dini sohbetler yapıyor, namaz kılıyorduk. Evimizde kitap bulunmazdı. Teröristbaşı Fetullah Gülen'in kitaplarını yanında getirir ve bize okurlardı. Ayrıca bilgisayar getirip videolarını izletirlerdi."
'ŞEFKAT TOKADI YERSİN'
"Burada Sadık (kod adı) ile tanıştırıldım. Ben, Serdar Tekin ve daha sonra bize eklenen Fuat Söylemez ile 2006 ile 2009 arasında bu kişi ilgilendi. Sadık, İspanya'ya gideceğini söyleyerek Kerem kod adlı E.D. isimli örgüt mensubuna beni devretti. Sadık'ın benimle ilgilendiği dönemde Etlik'teki bir eve gidiyordum. 2009 ile 2014 yıllarında benden E.D. sorumlu oldu. Görüşmek için Siteler'de ailesinin evine, evlendikten sonra da Şehit Osman Avcı Mahallesi'ndeki eve gidiyordum. Kerem ile buluşmaya Serdar Tekin ile gidiyorduk. Bu dönemde Kerem'in üstü konumunda olduğunu düşündüğüm İhsan (kod adı) ve Hami (kod adı) ile tanıştım. Bu kişiler arada görüşmelere gelip bize dini sohbetler yapıyorlardı. Hami, işle ilgili bana sorular sorup, iş yerinde sorun yaşayıp yaşamadığımı öğrenmek istiyordu. Amir veya üst pozisyonunda olan diğer tim komutanlarının bazılarının isimlerini sayarak beni şaşırtırdı. 2010'da Fuat ve Serdar, Dikmen'de bekar evine çıktılar. Ben onlarla aynı evde kalmadım. Bu dönemde örgütle görüşmeyi sonlandırmayı düşündüm. Bu kararı belli bir süre uyguladım, görüşmelere katılmadım. 2011'de devre arkadaşım Fuat Söylemez, anne ve babasının geldiğini söyleyerek beni Dikmen'deki evlerine çağırdı. Eve gittiğimde Söylemez'in anne ve babası evdeydi. Biraz konuştuktan sonra Söylemez beni başka bir odaya çağırdı. Odada Hami vardı. Bana neden görüşmelere gitmediğimi sordu. Görüşmelere gelmek istemediğimi söyledim. Bana 'Allah'ın şefkat tokadını yersin' şeklinde imalı tehditlerde bulundu. Bunun üzerine korktum. Mesleki olarak sıkıntılar yaşayacağımı düşünerek tekrar Ekrem ile görüşmelere devam ettim."
KATALOG EVLİLİK YAPMAMIŞ
Akın, Kerem'in 2014'te kendisini M.K. adlı bir uzman yardımcısına devrettiğini, bu kişiyle ayda bir görüştüklerini, 2015 ve 2016'da S.S'nin kendisiyle ilgilendiğini, bu süreçte örgüt mensuplarının kendisine kontörlü telefon üzerinden ulaştığını söyledi. Akın, "Anlattığım kişilerin tamamı görüşmeler sırasında bana işle ilgili sorular sorarlardı. Özellikle personelin müspet ve menfi hareketleri hakkında bilgi almak isterlerdi. Ben şahsı nasıl tanıdıysam o şekilde onlara bilgi verirdim." diye konuştu. FETÖ mensuplarının oruç tutmamak, ima ile ibadet ve gerektiğinde içki içmek gibi tedbir amaçlı bazı kurallar koyduğunu, 17-25 Aralık sürecinden sonra da AK Parti dışındaki en güçlü partiye oy verilmesi yönünde telkinlerde bulunulduğunu söyleyen Akın, darbe girişiminin ardından gözaltına alınıp serbest bırakılan Abdülkadir Koçyiğit ile görüştüklerini anlattı.
SOYADINI DEĞİŞTİRMİŞ
Akın, Ağustos 2017'ye kadar Kara Kuvvetleri Komutanlığında koruma müdürlüğüne devam ettiğini, komutanın değişmesiyle Ağustos 2017'den itibaren Orgeneral Güler'in koruma müdür yardımcılığını yaptığını belirtti. Darbe girişiminden sonra Kara Kuvvetleri Koruma Müdürü Gökhan Erdim'in, FETÖ üyesi olduğuna dair imalarda bulunduğunu aktaran Akın, Erdim'in kendisi hakkında "FETÖ'cü olabilir." dediğini duyduğunu bildirdi. Erdim'in, bir süre önce kendisine "Acıbucu" olan soyadını neden değiştirdiğini sorduğunu, buna "soyadının anlamı olmadığı ve komik olduğu için değiştirdiği" yanıtı verdiğini aktaran Akın, "soyadını, tabur komutanının da tavsiyesiyle ve mahkeme kararıyla Irak'ta kullandığı resmi kod adı olan 'Akın' olarak değiştirdiğini" anlattı.
'ÖRGÜTTEN OLDUĞUMU BİLDİĞİNİ DEĞERLENDİRDİM'
Güler'in göreve başladığı ilk hafta emir subayı olan Albay Arif Akboğa'nın kendisine yönelik, "Burak, iki sene boyunca koruma müdürlüğü yaptın. Şimdi Gökhan geldi. Senden kıdemli. Bir senedir de benim yanımda koruma müdürlüğü yapıyor. Senden kıdemli olduğu için doğal olarak koruma müdürlüğü yapacak. Sen de yardımcılığını yapacaksın. Bu konular seni rahatsız eder mi? Yaşar Paşa da 'Bir sor bakalım' dedi" ifadelerini kullandığını aktaran Akın, "Ben de Salih Paşa ile aramızda geçen konuşmadan bahsettim. Bana bu soruları soruyorsanız, bu sorunun Yaşar Paşa tarafından sorulduğunu kabul ederek emir komutayı zafiyete düşürmek istemem. Müsaadenizle ben görevi bırakayım dedim" şeklinde konuştu.
Darbe girişiminden 10 gün sonra doğan kızının sağlık problemleri bulunduğu ve düzenli tedavi görmesi gerektiği için Ankara'daki görevine devam etme kararı aldığını bildiren Akın, bu kararını Akboğa ve Erdim'e ilettiğini kaydetti. Akın, kendisine neden önce görevi bırakmak, sonra da neden devam etmek istediğini sorduklarını bildirerek, "Yaptığım birkaç telefon görüşmesi neticesinde devam etmek istediğime karar verdiğimi söyledim. Kızımın kalp rahatsızlığı olması ve Ankara'da bir süre daha göreve devam etmek istemem de bu kararı almama neden olmuştu. O gece kesinlikle FETÖ mensubu olduğunu düşündüğüm ya da bildiğim bir kimseyle görüşmedim, irtibat kurmadım. Göreve devam etme kararımı anlattığım sebepler doğrultusunda aldım" diye konuştu.
ANKESÖR OPERASYONUNDAN TEDİRGİN OLMUŞ
Burak Akın, Aralık ayında, ayaküstü konuşurken Gürsel Aygar'ın "Sizi biliyorum. Gizlisiniz. Senden, Harekat Başkanlığında bir kişi daha var." gibi sözler söylediğini anlatarak, "Elime karargahta çalışan daire başkanı seviyesinde komutanlarımızın fotoğraflı kuruluş şemasını alarak, Aygar'a, komutanım, gösterir misiniz? Ben burada eski Özel Kuvvetçi göremedim. Bunların hiçbirinde Özel Kuvvet brövesi yok dedim. Bana cevap vermeden oradan çıktı. Ben de kullanmış olduğu 'gizli' kelimesinden, beni kripto Fetullahçı silahlı terör örgütü üyesi olarak düşündüklerini değerlendirdim" beyanını verdi.
'SABAHA KADAR UYUMADIM'
Akın, 25 Aralık 2017 gecesi, sabah gözaltına alınacağını düşünerek, sabaha kadar uyumadığını, kendisine çanta hazırladığını ve sabah 06.30'a kadar pencere önünde memurların gözaltına almak üzere gelmesini beklediğini dile getirdi. Yüzbaşı Aygar'ın, 26 Aralık'ta, MİT'ten olduğunu söylediği bir misafirinin öğleden sonra geldiğini bildirerek, baş başa görüşmeleri sırasında Aygar'ın "Önemli bir konuyu anlatıyor" dediğini ifade etti.
Akın, "Bundan da benim örgüt üyesi olduğumu söylediler, diye tedirgin oldum. Bana elinde bulunan not defterinden çıkardığı iki farklı not kağıdını okuttu. Bunlardan bir tanesinde tarihte yer etmiş birisinin vatana ihanet ile alakalı söylediği söz yazıyordu. Diğer not kağıdında da yine kendisinin çıkarımda bulunmuş olduğu ve yine vatana ihanetten bahseden sözler yazılıydı. Aramızda geçen bu olay Kara Kuvvetleri Komutanlığı komuta katında bulunan ve yemek odasına girişi çeken kamera kayıtlarından da teyit edilebilir. Tüm bu gelişmeler üzerine yakalanacağımı anladım ve teslim olmaya karar verdim" dedi.