MHP'nin kendi cumhurbaşkanı adayını çıkarmayacağını, onun yerine AK Parti'nin adayı olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı destekleyeceğini dile getirmesi kamuoyuna bomba gibi düştü. Diğer taraftan MHP'nin aynı gün 6. kez uzatılan olağanüstü hal (OHAL) durumuna da destek vermesi gözleri diğer partilerin söyleyeceklerine çevirdi.
‘MHP İÇİN BUGÜNLERİN GELECEĞİ DÜNDEN BELLİYDİ'
"MHP için bugünlerin geleceğini dünden anlamıştık. AKP'nin aldığı olağanüstü hal kararlarında MHP, AKP'nin koalisyon ortağı gibi birlikte hareket ediyordu. Bunu, başka çok daha hassas konularda da yaptı. MHP muhalefet partisi olmaktan vazgeçmiştir. Artık AKP'nin haklarını savunmaktadır, iktidar partisinin küçük ortaklarından bir tanesidir. Türkiye oldukça zorlu bir dönemden geçiyor. Erken seçim AKP ve MHP için bir kurtuluş haline gelirse eminim ki bunu hemen gündeme getireceklerdir. Biz CHP olarak erken seçime hazırız.
‘BAŞBAKAN SANKİ GRUP BAŞKANVEKİLİ GİBİ'
Olağanüstü hali anayasaya uygun olarak denetlettirmeyen bir yönetim sistemiyle karşı karşıyayız. Ülkenin bu kadar zorlu dönemden geçtiği zamanlarda başbakan yok. Başbakan sanki grup başkanvekiliymiş gibi hareket ediyor. Cumhurbaşkanı kendi kendine kararlar alıp bakanlara bunu tebliğ ediyor. Aynı TEOG (Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş) örneğinde olduğu gibi. Türkiye'nin ülke olarak üretmekten vazgeçtiği sıkıntılı bir dönemdeyiz. Artık TBMM (Türkiye Büyük Millet Meclisi) yok. Bütün kararlar bir insanın iki dudağı arasında. MHP, kanunsuzluğu ve anayasaya aykırılığı destekliyor. Böylece Türkiye zayıflıyor ve yoksullaşıyor.
İttifak için anayasal düzenleme ve seçim sisteminin değiştirilmesi gerekiyor. MHP ve AKP ilk önce kendi ittifak kararlarını açıklıyor, ardından yasalar yapılıyor. Türkiye'nin yasalarla değil birilerinin istekleriyle yönetildiğinin en açık kanıtıdır bu.
Biz CHP olarak tarafsız ve bağımsız bir cumhurbaşkanını; milletin iradesinin kucaklandığı bir adayı destekleyeceğiz.
CHP'li belediye başkanları tarafından yönetilen belediyelerle yapılanlar alçakçadır ve yasal değildir. İçişleri Bakanlığı müfettişlerini gönderdi, belediyeler her konuda denetledi. Belediyelerden suç sayılabilecek herhangi bir şey çıkmadı. Mahkemelerde belediye başkanlarını suçlayan tek bir karar bile yok.
Bir kişiyi mahkemeye verirsiniz, yapılan incelemelerde eğer bir suç çıkarsa yetkili merciler onu görevden alır. Ama bizim belediye başkanlarımız için alınmış böyle tek bir karar bile yoktur. Belediye başkanları için alınmış kararlar, Türkiye'nin hukuk devleti olmasını isteyen bütün vatandaşların karşı çıkması gereken kararlardır."