Spiker Nazlı Çelik'ten HDP'li Zeydan'a 'şov' davası

Star TV Ana Haber Spikeri Nazlı Çelik, 7-8 Nisan tarihlerinde Yüksekova hakkında yaptığı haberlerin yayınlanmasının ardından “Yüksekova’da halkın evini şov için bombalatan Nazlı Çelik ve çamur medyasını bakana sunduk. Verebilecek cevabı var mı?” mesajı paylaşan HDP Hakkari Milletvekili Abdullah Zeydan’a 50.000 liralık manevi tazminat davası açtı.

İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvuran Nazlı Çelik, HDP Milletvekili Abdullah Zeydan’ın tweetini kendisini toplum nezdinde şov ve reyting yaparak insanların canına ve malına zarar verebilen biri gibi gösterdiğini ileri sürdü. 

Nazlı Çelik’in avukatı Rezan Epözdemir dava dilekçesinde, “Haberin yapılmasının amacı, terörün şehir halkına etkisini konu almaktır. Davalı Abdullah Zeydan rencide edici sözler söyleyerek müvekkilim Nazlı Çelik’in kişilik haklarına saldırıda bulunmuştur. Davalıdan 50.000lira manevi tazminatın tahsilini istiyoruz” dedi.

ZEYDAN NE DEMİŞTİ?

Zeydan, Nazlı Çelik hakkında Meclis'te şunları söylemişti:

"Görüntüler alan ve 7-8 Nisan 2016 günlerinde Star TV ana haber bülteninde servis eden Nazlı Çelik'e çok sayıda JÖH ve PÖH timlerinin eşlik ettiği görülüyor. İddia edilene göre çatışma süsü verilen bir yerde, çatışma yaşanıyormuş gibi güvenlik güçleri hareket etmekte ve adı geçen gazeteci de bunu çekerek haber yapmıştır. Operasyon süsü verilen yerde Türkiye halkları kanı üzerinden reyting oranlarını yükseltmek için bir evde bomba patlatılarak yerle bir edildiği görüntülerde de yansımaktadır. 

'BİR GAZETECİ ŞİDDETİ ÖZENDİRİCİ OLMAMALI'

Dahası hiçbir milletvekili, STK temsilcisi, kanat önderi ve seçilmişe izin verilmemişken, bazı medya gruplarıyla spikerlere ayrıcalık tanınmasının kabul edilebilir hiçbir tarafı yoktur. Yerel medyanın sansür edildiği, ulusal çapta yayın yapan muhalif kanalların TÜRKSAT uydusundan çıkarıldığı, beğenilmeyen programların ekranlardan kaldırıldığı bir dönemde, Star, Show TV ve A Haber kanalına tanınan bu ayrıcalığın toplumsal kutuplaştırmayı derinleştirme, yanlış bilgi ve beyanın servis etme üzerine kurulduğu hissiyatı güçlenmiştir. Bir gazeteci, şiddeti özendirici, insani değerleri incitici, savaş kışkırtıcılığına araç olmamalı; aksine barışı, ulusların ve halkların kardeşliğini, eşitliğini savunmalıdır.

 Bizler içinde bulunduğumuz karanlık günlerin hep birlikte dayanışma içinde atlatmamız gerektiğine inanalar olarak, toplumsal ahlak, vicdan ve etiğin hiçe sayıldığı, basın özgürlüğünün bazı gruplara ayrıcalık tanınarak sağlandığının görüldüğü, yerel medyanın tehdit edilerek susturulmaya çalışıldığı bu durumlardan kaçınılması gerektiğine inanıyoruz"