SON KHK ile ilgili fikrini söyledi diye…
AK Parti’den kim ağzını açsa Abdullah Gül’e yükleniyor.
— “İşine baksın” demeler…
— “Başka hesap içinde” demeler…
— “Kim olursa olsun” demeler.
Falan…
*
İyi de ne demiş Abdullah Gül?
— Arkadaşlar!
— Bu son KHK’nın yazımında hukuk diliyle bağdaşmayan bir muğlaklık var.
— Bu muğlaklık, hukuk devleti anlayışı açısından kaygı verici.
— İleride hepimizi üzecek gelişmelere fırsat vermemek için gözden geçirilse iyi olur.
*
Ne var bunda kardeşim?
Adam dostça, arkadaşça, kardeşçe, iyi niyetli bir şekilde bir uyarı yapmış.
— Nedir bu tahammülsüzlük?
— Nedir bu nezaketsizlik?
— Nedir bu orantısız tepki?
*
Kaldı ki Abdullah Gül, yaptığı uyarıda…
KHK’yı çıkaranların amacının iyi niyetli olduğunu da vurgulamış.
*
“Kim ne derse desin” demek yerine… “Abdullah Gül başka hesap içinde” demek yerine… “Bırak Abdullah Gül’ü, kim olursa olsun” demek yerine…
— Sayın Gül gibi önemli mevkilerde bulunmuş bir siyasetçinin uyarılarını dikkate almamak olmaz.
— Kendisiyle en kısa zamanda bir istişare yapacağız. Kaygılarını dinleyeceğiz. Tecrübesinden faydalanacağız.
— Biz de bakış açımızı kendilerine anlatacağız.
Falan diye…
Nezaket dolu bir açıklama yapmak çok mu zor?
Ne yani?
Koca AK Parti…
Nezaketi, vefayı, lisan-ı münasibi, saygıyı, anlayışı, kadirbilirliği, tevazuu, istişareyi, dostane eleştiriden yararlanmayı falan…
Hepten gündeminden çıkardı mı?