O dönem yargıç olan Ömer Faruk Eminağaoğlu, 2937 sayılı Milli İstihbarat Teşkilat Yasası’nın 13/1 maddesinde “MİT Müsteşarı, Milli Güvenlik Kurulu (MGK) görüşü alındıktan sonra, Başbakan’ın inhası ve Cumhurbaşkanı’nın onayı ile atanır” hükmü olduğunu, buna rağmen Fidan’ın MGK görüşü alınmadan aynı göreve atanmasının yasaya aykırı olduğunu vurguladı ve atamayı Danıştay’a taşıdı.
Eminağaoğlu, davanın tarafı olduğunu, çünkü MİT Müsteşarlığı’na hukuken atanma yeterliliğine sahip olduğunu, yine MİT tarafından hakkında dinleme kararları olduğunu gerekçe gösterdi. Ancak Danıştay 16. Daire, Eminağaoğlu’nun dava açma sıfatı olmadığı gerekçesiyle 2 Temmuz 2015 tarihinde davanın reddine karar verdi. Eminağaoğlu, kararı üst mercii olan İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz etti.
Ancak bu süreçte Başbakanlık, karar düzeltme talebinde bulundu. Bunun üzerine davayı 2 Kasım 2017’de yeniden görüşen İdari Dava Daireleri Kurulu, Eminağaoğlu’nun bu atama işlemine ilişkin dava açma ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle 16. Daire’nin ret kararını oy çokluğuyla onadı. Böylece dava, atama işlemi esastan görüşülmeden reddedilmiş oldu. 13 üyenin katıldığı oylamada, 8 üyenin onama kararına 5 üye muhalefet etti.
BİR ÜYE OY DEĞİŞTİRDİ, DİĞERLERİ KATILMADI
'DANIŞTAY NE İÇİN VAR?'
Danıştay’ın kararını değiştirmesini değerlendiren Eminağaoğlu, “Danıştay Başkanı, yargının en bağımsız ve tarafsız olduğu bir dönemin yaşandığını söylemişti. Bu davada konu hükümet ve MİT Müsteşarı. Verilen karar ortada. İdari yargı, idarenin, iktidarın işlemlerini denetleyemiyorsa ne için var” dedi.