Avukat Turgut Kazan, Bakanlar Kurulu sonrası dün olağanüstü hal (OHAL) kapsamında çıkarılan ve Resmi Gazete'de yayımlanan 695 ve 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ilgili Zafer Arapkirli ile Seyr-i Sabah'a açıklamalarda bulundu. Kazan, KHK'da geçen ‘Bir vatandaş, terör eylemlerini ve devamı niteliğindeki eylemleri bastırmak için harekete geçerse… yargılanmaz' ifadeleri için "Kararnamelerdeki en inanılmaz, dehşetle tartışılan, bir hukuk devletiyle asla bağdaşmayan, hukukun zerresi olmayan bir düzenlemedir" diye konuştu.
‘DOKUNULMAZLIKTAN ÖTE CEZASIZLIK'
Avukat Kazan, "İlk kararnamede böyle bir düzenleme zaten vardı. Ama o düzenleme resmi nitelikli görevliler için yapılmış bir düzenleme olduğu için yetersiz olduğu düşünüldü. Aslında o bile ilkel bir düzenlemeydi. Çünkü suç işleyen kişi resmi de sivil de olsa yaptığı işin hukuken korunabilir bir tarafı varsa Türk Ceza Kanunu onu zaten koruyor. Onun dışındaki cinayettir, onun dışındaki suçtur. Bu dokunulmazlıktan öte cezasızlıktır. Bu Kenan Evren'in geçici 15. maddesinin bir benzeridir. Ama Kenan Evren'in 15. maddesinden daha kapsamlıdır ve çok daha tehlikelidir. Ana muhalefet partisi bu kararnameyi Anayasa Mahkemesi'ne götürmelidir" dedi.
‘TRUMP NASIL KAN REVAN İÇİNDE BİR KUDÜS YARATMAK İSTİYORSA BU KHK DA ONUN BENZERİ'
KHK'da yer alan, cezaevlerinden duruşmaya getirilenlerin tek tip kıyafet giymesi zorunluluğu getiren düzenleme konusuyla ilgili de değerlendirmelerde bulunan Kazan, "Tek tip kıyafet düzenlemesini şuna benzetiyorum: Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, (ABD Başkanı Donald) Trump'ın Kudüs kararını eleştiriyor, bu da onun benzeridir. Yani Trump, kan revan içinde bir Kudüs yaratacak, altını üstüne getirecek o bombayı nasıl attıysa biz de şimdi cezaevlerinde büyük sorunlara neden olacak bir bombayı oraya atmış bulunuyoruz. Bu büyük dirençlere, büyük gerilimlere yol açacağı için son derece tehlikeli ve yanlıştır" şeklinde konuştu.