CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Twitter hesabı üzerinden yaptığı açıklamada "KHK ile yargılanmama muafiyetinin anlamı yasa ile silah kullanma yetkisine hukuk kuralları içerisinde sahip olan güvenlik güçleri dışındaki gladyo-jitem-hizbulkontra benzeri oluşumlara bundan sonrası bakımından mesaj ve güvence vermektir" ifadesini kullandı.
KHK ile yargılanmama muafiyetinin anlamı yasa ile silah kullanma yetkisine hukuk kuralları içerisinde sahip olan güvenlik güçleri dışındaki gladyo-jitem-hizbulkontra benzeri oluşumlara bundan sonrası bakımından mesaj ve güvence vermektir.
— Sezgin Tanrıkulu (@MSTanrikulu) 24 Aralık 2017
"Siz suç işleyin yasası arkadan gelir." pic.twitter.com/FPdMxWGfsS
'YÜKSEK YARGIYI, DARBE MAHKEMESİNE DÖNÜŞTÜRME ÇABASIDIR'
"Yayınlanan 695 ve 696 sayılı OHAL Kanun Hükmünde Kararnameleri 20 Temmuz Darbesinin yeni darbe bildirileridir. Askeri darbeler ülkeyi sıkıyönetim bildirileri ile sivil darbeler de OHAL KHK'ları ile yönetir. OHAL'in üzerinden 17 ay geçmesine karşın hükümet normalleşmeye yanaşmamakta, ülkeyi olağanüstü yöntemlerle yönetmeye devam etmektedir. Bu darbe düzeninin devamı demektir. 696 sayılı KHK ile Yargıtay ve Danıştay'da yeni düzenlemeler yapılmaktadır. Yüksek Yargının KHK ile düzenlenmesi tam bir darbe yöntemidir. Bu düzenlemeyle Yargıtay'a 100, Danıştay'a 16 yeni üye atanıyor. Hukuk ve Ceza Genel Kurulu üyeleri sabitleniyor. Yürütme organı açıkça yargıyı yeniden dizayn ediyor. Amaç hem Yargıtay ve Danıştay seçimlerinde iktidar lehine oy nisabı oluşturmak, hem de Hukuk ve Ceza Genel Kurulu kararlarına etki edebilme yolunu açmaktır. Bu çaba yüksek yargıyı darbe mahkemesine dönüştürme çabasıdır. 12 Eylül cuntasının dahi yapmadığı, FETÖ icadı yöntemlerle yargı tamamen teslim alınmaktadır."
'HUKUKTA, YASADA, İNSANLIK VİCDANINDA YERİ YOK'
"İki faşist partiyi tarihin çöplüğüne gömelim diyen Erdoğan, kendi akıbetini söylüyor bu halk hangi partinin faşist olduğunu biliyor. Onu hep birlikte çöp sepetine atacağız" Şimdi birde cezaevlerinde tek tip kıyafet uygulamasını getirdiler. Bunun hukukta, yasada, insanlık vicdanında yeri yok."