Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:
- İzmir, Eskişehir ve Aydın Büyükşehir belediyelerimize büyük engel çıkarıyorlar. Suç oranının en düşük olduğu bölgeler buralar. Neden?Ç ünkü halka, gençlere ve kadınlara hizmet ediyorlar. Kültür ve spor tesisleri yapıyorlar. Uyuşturucu ile de mücadele ediyorlar.
'SENİN GÜCÜN BÜYÜKERŞEN'İ KALDIRMAYA YETMEZ'
- Biz ayrımcılık yapmıyoruz onlar yapıyor. Belediye başkanımız (Yılmaz Büyükerşen) Eskişehir'in su sorunu çözmek istiyor. Uzun mücadelelerden sonra barajı yaptı. Şimdi o barajdan suyun gelmesi lazım. AK Partili belediye meclis üyeleri, suyun Eskişehir'e gelmemesi için yatırım planından bu boruları çıkardılar. Başbakan Binali Yıldırım'a soruyorum: Sizin belediye meclis üyeleriniz neden Eskişehir halkına kin besliyor. Neden temiz bir su içmesini istemiyor. Neden Yılmaz Büyükerşen ise senin gücün Büyükerşen'i kaldırmaya yetmez.
'SUSMAMIN BEDELİ ÖLÜMDÜR'
- Gideceksin Man adasında şirketler kuracaksın. Vergi ödememek için her türlü katakuliyi çevireceksin. Ben bunu söylediğim zaman tehdit ediyorlar. Korkuyla şantajla beni susturacaklar. Sen kim oluyorsun da beni susturuyorsun? Eğer susacaksam susmamın bedeli bellidir, ölümdür. Susarız ve ölürüz ama düşüncelerimiz yaşar.Biz 80 milyonun hakkını sonuna kadar savunacağız. Bizim yaptığımız savunma sadece CHP'lilerin hakkını savunmak değildir. 80 milyonun hakkını savunmaktır. Önce sahtedir dediler, sonra sahte değildir dediler.
Sonra bir adam çıktı dedi ki, "bunlar şirket satmış, gelen paralar o" Soru sordum. Bilal oğlan da duysun diye. Bu şirket hangi şirket, bu şirketi kime sattınız? Bir türlü cevabını alamıyorum. Niye konuşmuyorlar? Kardeşim senin yakınların o şirketi kime sattı? O şirketin adı neydi? Türkiye'de ne kadar vergi ödedi? Sen yabancısın, sen Man'cısın.
Biz siyasette gerginlik istemiyoruz. Gerginlikten yana da değiliz. Oturalım kavga edelim, böyle bir anlayışımız da yok. E yanlışa birilerinin yanlış demesi lazım. Ben bunu seslendiriyorum. Bunu seslendirmek kavga edelim anlamına gelmez ki. Ben soru soruyorum, cevap veriyor bana vermesi lazım. Hatta şunu da söyledim. Yüreğiniz varsa çıkın bir televizyon kanalına konuşalım kardeşim. Cesaretleri yok, yürekleri yok karşıma çıkamıyorlar. Ben makul, sessiz bir adamım. Ben 80 milyonun hakkını ve hukukunu savunurum.
KILIÇDAROĞLU'NDAN ERDOĞAN'A: NEDEN SARRAF ALEYHİNDE TEK CÜMLE KURMUYORSUN?
- Rıza Sarraf olayını unutturmaya çalışacaklar. Unutmayacağız. 3 Bakan'a rüşvet verdi, Halk Bankası Genel Müdürü'ne rüşvet verdi. Dünyada rüşvete faiz veren hükümet bu hükümettir. Rüşvete faiz verdiler. Araştıralım diyoruz, gelmiyorlar. Korkuyorlar. Erdoğan'a 'Neden Rıza Sarraf için olumsuz cümle kurmuyorsun?' diye sordum. Hangi gerekçeyle Sarraf aleyhine tek cümle kurmuyorsun? Ne oldu?
'18 ADAYLA İLGİLİ TIK YOK'
- Bir konuda daha cevap alamıyorum. Yunan adaları…18 adamız ve kayalığımız işgal edilmiş.Hiçbir belgede, anlaşmada yok. Beyefendi milliyetçiyiz diye ortada geziyor.
Süleyman Şah'ın türbesini kaçırdılar. 18 adayla ilgili tık yok. Yunan Savunma Bakanı bana 'gel de al' diyor. Hükümetten tık yok. 2019'da geleceğiz o 18 adayı da, kayalığı da elinden alacağız. Nasıl diyorsan. Rahmetli Ecevit nasıl Kıbrıs'a gittiyse aldıysa, aynı şekilde geleceğiz, alacağız. Biz onun milliyetçi anlayışından geliyoruz. Bu ülkede gerçek anlamda milliyetçilik arıyorsan bizim 6 okumuzdan biridir. Biz milliyetçiliğimizi Beşparmak dağlarına yazdık
'İKTİDAR PARTİSİNİN BİZİM BULUNDUĞUMUZ YERE GELMESİ BİZİ MUTLU EDER'
- Taşeron işçisi 21. yüzyılın köleleri gibi çalıştırılırdı hiçbir hakları yoktu. Onlara her türlü hakkı vereceğimizi normal sendikalı bir işçiden ayrı tutulamayacaklarını, onlar hangi haklara sahipse taşeron işçisi de aynı hakka sahip olacak dedik ve ilk dillendiren partiyiz, bugün o noktaya geldiler.
Taşeron işçilerine kadro veren KHK'yı çıkardılar. İktidar partisinin bizim bulunduğumuz yere gelmesi bizi mutlu eder. Tüm taşeron işçilere sesleniyorum, sen yıllar yılı konuşamıyorsun hak, hukuk, adalet diyemiyorsun senin sözün bir olsun hakkı ve adaleti senin için gerçekleştirdik.
'2019'DA ÖNÜMÜZDE 2 SEÇENEK VAR'
- 2019'da bir seçim var. Önümüzde 2 seçenek var. Bir, demokratik parlamenter rejimden yana olanlar. İki, tek adam otokratik rejiminden yana olanlar. Bu işin sağı solu yok. 80 milyona sesleniyorum. Demokrasiyi savunuyorsan, insan haklarından, din ve vicdan özgürlüğünden ve medya özgürlüğünden yanaysan senin yolun demokrasinin yanı. Kendisini ülkücü, milliyetçi, liberal, muhafazakar hisseden, hangi kesimden olura olsun, önce demokrasi paydasında buluşacağız. Güçlü bir demokrasi ve sosyal devlet olacak.