Gündemin en önemli konulardan biri, Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’dir. Bu konuda en büyük tartışma, kongre katılımcıları üzerindedir.
Sekizinci turda bununla ilgili bir mutabakat sağlanabilir mi? Bundan sonra Astana ve Cenevre’de devam eden Suriye çözüm süreci nasıl gelişebilir?
Konuyla ilgili Sputnik’e konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Dış Politika ve Güvenlik Politikası Danışmanı, emekli Deniz Kurmay Albayı ve İstanbul Ayvansaray Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Celalettin Yavuz, şu değerlendirmelerde bulundu:
Bana göre Astana süreci ile Cenevre süreci bu aşamada artık birbirinden çok farklı değiller. Çünkü Suriye milleti, IŞİD terör örgütünden artık neredeyse tamamen kurtulmuş durumda. Bundan sonra artık çözüm süreci olacak. Cenevre’de yıllardır Esad rejimi ile muhaliflerin bir noktaya gelemedikleri görülüyor. Astana sürecinde ise esas tartışma, Türkiye’nin ısrarla direndiği Suriye Demokratik Güçleri adı altındaki PYD/YPG’nin bu toplantılara katılma olayı. Rusya, ‘tamam, PYD/YPG katılmasın ama Suriye’deki diğer Kürt gruplar katılsın’ diyor. Ama diğer gruplar konusunda mutabakat henüz sağlanmış değil. Eğer süreçte PYD/YPG olmazsa Türkiye’nin itirazı da kalkar. Türkiye’nin itirazı, Amerika’nın desteği ile önce Rakka harekatına katılan, arkasından Deyr ez-Zor’a kadar gelen SDG içerisindeki PYD/YPG birimi. Eğer bunlar katılmazsa Astana süreci bence önemli bir aşamayı katetmiş olur. Astana’da bir mutabakat sağlanırsa bunun arkasından Cenevre süreci de daha pozitif bir yola girebilir.
İkinci aşamada ise eğer ki Rusya, Türkiye ile Esad rejimi arasındaki uzlaşma sağlayabilirse Türkiye, Suriye’deki Esad rejimi ile bir araya gelmek istemeyen muhalifler üzerinde etkili olabilir. Aslında akıl ve mantık, Esad rejiminin de bir süre daha Suriye’de en azından ilk seçimler için seçimlere katılması gerektiğini gösteriyor. Suriye’nin bir an önce toparlanabilmesi için buna ihtiyacı var. Ama gene de seçimlerin mutlaka ve mutlaka Birleşmiş Milletler bünyesinde oluşturulacak gözlemci grubunun gözetiminde olması gerekir. Yani bu seçimlerin sıradan olmayacağı açık. Çok da kolay bir seçim olmayacaktır. Çünkü Suriye, çok karışık bir ülke. Ve orada sadece IŞİD tehdidi veya sadece El-Nusra tehdidi değil, teröristleşen çeşitli grupların yarattıkları tehditler da var. Kolay bir olay değil bu.
Sonuç olarak, Astana sürecinde Türkiye’nin PYD/YPG ile ilgili problemine bir çözüm bulunursa bunun Cenevre sürecinde pozitif yönde etkileyeceğine inanıyorum. Burada belirleyici olan, Rusya’nın tutumu olacaktır. Rusya’nın, bana göre yapması gereken Türkiye ile Esad rejimi arasında uzlaşmayı sağlamasıdır.