Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım, ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs oylamasına yönelik tehdit içeren için, "ABD Başkanı işi zıvanadan çıkarmış görünüyor. Her ülke egemendir, bağımsız karar verecek yetkinliğe sahiptir" dedi. Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ "ABD Başkanı Donald Trump'ın sözlerini "kabul edilemez" şeklinde değerlendirdi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise ABD'ye "İsimleri alıp ne yapacaksınız? O ülkeleri cezalandıracak mısınız?" sözleriyle tepki gösterdi. Peki BM'de gerçekleşecek oylamada, ABD'nin kararının geçersiz sayılması için gerekli olan 3'te 2 oy çoğunluğu sağlanırsa; ABD ve aleyhine oy kullanan ülkeler arasında yeni bir kırılma süreci mi başlayacak? Trump, gerçekten tehditlerini uygular mı?
Ankara Ufuk Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı, Saadet Partisi Genel Başkan Danışmanı, eski milletvekili Prof. Dr. Oya Akgönenç Muğisuddin konuya ilişkin Sputnik'e değerlendirmelerde bulundu. Muğisuddin "ABD resmen parayla, mali gücüyle diğer ülkeleri tehdit ediyor. Zira, ABD fevkalade kızgın. Resmen ‘Ya benim usülsüz olarak ve tek tarafı biçimde aldığım kararı kabul edeceksiniz ya da ben size yaptırım uygulayacağım' diyor" dedi ve şöyle devam etti:
"Düne kadar, üçte 2'lik çoğunluk için ihtiyaç olan 129 ülkenin çok daha ötesinde, 160 civarında ülkenin ABD'nin tasarısının aleyhine oy kullanacak olduğunu rahatlıkla söyleyebilirdim. Bugüne geldiğimizde, tehditlerden etkilenecek olan küçük ülkeler olması bence muhtemel. Bu ülkeler kendilerinin ABD'nin tasarısına karşı çıkmasının yardımlarının kesilmesi ihtimaline değip değmeyeceğini sorgulayacak. İster istemez, (BM'de oy kullanacak ülkeler arasında) ‘önce kendimi sonra başkasını düşünürüm' diyecek olanlar çıkacak."
‘İSRAİL DE TEHDİT VE VAATLERLE OYLARI ETKİLEMEK İÇİN BOŞ DURMAYACAK'
İsrail'in de oyları etkilemek için elinden geleni yapacağına işaret eden Muğisuddin "Peki, İsrail ne yapabilir? İsrail ise, ülkeleri ticaretlerini baltalamakla tehdit edebilir veya onları ikna etmek için kesenin ağzını açabilir; fakir ülkelere yardım, borç veya kredi vaat edebilir. Yani ABD ve İsrail her iki taraflı olarak bu süreci sabote etmek için çaba sarf edecek" ifadelerini kullandı.
Muğisuddin "Bu şartlar altında, hukuka uygun karar alınması için bastıracak ülkelerin rolü önem kazanacak. 129-130 ülkenin ABD'nin kararına karşı çıkacağını bütün kalbimle diliyorum. Bu ülkeler çıkıp ABD'ye ‘Bu konuda bir BM kararı var. Bu karar da Kudüs'ün doğu ve batısının kime ait olduğunu net bir şekilde belirtiyor. Bu yapmak istediğin BM kararına aykırı, bu sebeple böyle bir adım atamazsın' diyecektir. Ümit ediyorum ki, en az 130-140 ülke, doğru olan bu adımı atacaktır" ifadelerine yer verdi.
ABD'nin başka ülkelere yardımı kesmek için halihazırda bahane aramakta olduğuna işaret eden Muğisuddin "ABD, herhangi bir ülkeye tek taraflı olarak yardım ediyorsa, bu yardımı kesmek kendi tercihidir. Ancak bu noktada unutulmaması gereken bir şey var. O da ‘Önce Amerika' sloganıyla yola çıkan Trump'ın bu yardımları kesmek için zaten bir bahane arıyor olduğu. ABD'den gelecek tehditlerin devam edeceği göz önünde bulundurulursa, ABD'nin kararı aleyhine oy veren ülkeler en azından hukukun üstünlüğünde buluşarak bir kazanım elde etmiş olacaklardır" diye ekledi.