Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Cibuti Cumhurbaşkanı İsmail Omar Guelleh, baş başa ve heyetler arası gerçekleştirdikleri görüşmelerin ardından Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde ortak basın toplantısı düzenledi.
Guelleh ve beraberindeki heyet üyelerini Türkiye'de misafir etmekten duyduğu memnuniyeti dile getiren Erdoğan, 1977'de bağımsızlığını kazanan Cibuti'nin, bu sene bağımsızlığının 40. yıl dönümünü kutladığını anımsattı. Erdoğan, "Sayın Cumhurbaşkanının nezdinde tüm Cibutili kardeşlerimi tebrik ediyorum" dedi.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöule:
- Kendileri, 15 Temmuz hain darbe girişiminden hemen sonra ülkemize desteğini, milletimizle dayanışmasını açıkça ortaya koymuştur. Cibuti Feto terör örgütüne karşı gerekli tedbirleri ilk önce alan dostlarımızdandır. Başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere tüm Cibuti makamlarına tekrar şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum.
'İSLAM ÜLKELERİ, ARALARINDAKİ YAPAY SORUNLARI BİR TARAFA BIRAKMALI'
- Bu dönemde İslam ülkelerinin aralarındaki yapay sorunları bir tarafa bırakarak yek vücut olmaları, birbirlerine kenetlenmeleri gerekiyor. Cumhurbaşkanı Sayın Guelleh'in bu ziyaretini İslam ülkeleri arasındaki dayanışmanın güçlendirilmesi açısından önemsiyorum.
'TASARININ ABD DIŞINDAKİ 14 ÜLKENİN TAMAMI TARAFINDAN DESTEKLENMESİ MANİDAR'
- Kudüs'ün kutsiyetinin ve tarihi statüsünün korunması noktasında kritik kararlar aldık. Bildiğiniz gibi mesele dün itibarıyla Birleşmiş Milletler zeminine taşındı. Kudüs'ün tarihi statüsünü değiştirecek bu tehlikeli hamleyi önleme amacıyla Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine sunulan karar tasarısı, maalesef Amerika Birleşik Devletleri'nin vetosuna takıldı. Karar tasarısının, diğer 14 ülkenin tamamı tarafından desteklenmiş olması, önemli ve manidardır.
- Şimdi inşallah bu tasarıyı BM Genel Kurulu'na taşıyacağız. Uluslararası toplumun Genel Kurul'da adalet, hakkaniyet ve barıştan yana güçlü bir tavır sergileyeceğine inanıyorum.
'BM ÜYESİ TÜM ÜLKELERİ KUDÜS'ÜN TARİHİ STATÜSÜNE SAHİP ÇIKMAYA DAVET EDİYORUM'
- Genel Kurul'da üçte ikilik bir destek aslında BM Güvenlik Konseyi'ndeki bu kararın adeta reddi anlamına gelecektir. Buradan bir kez daha BM üyesi tüm ülkeleri, Kudüs'ün tarihi statüsüne sahip çıkmaya davet ediyorum. Türkiye olarak bu meselenin sonuna kadar takipçisi olmayı sürdüreceğiz.