GİZLİ TANIK 'EFE'NİN İFADELERİ
Erzincan'da 2009 yılında 'İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nı uygulamaya koydukları iddiasıyla dönemin Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner ile eski 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk'in de aralarında bulunduğu 14 sanığın, 'Ergenekon terör örgütü üyeliği, resmi belgede sahtecilik ve tehdit' suçlamasıyla yargılandığı ve geçen yıl tüm sanıkların beraatıyla sonuçlanan davada, 'gizli tanık Efe' olarak kayıtlara geçen eski İliç Savcısı Bayram Bozkurt, üniversite yıllarında FETÖ'nün asker yapılanmasıyla ilgilenen mahrem sınıfta görevlendirildiğini, bu kapsamda Konya'da 3 ayrı evden sorumlu olduğunu söyledi. 2013'te Pensilvanya'ya giderek Fetullah Gülen'in yanında kaldığını, döndükten sonra da eski Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Sekreter Yardımcısı Ufuk Yeşil'in kendisine Gülen'in atletini getirdiğini kaydeden Bozkurt, bunları savcılığa teslim edeceğini anlattı.
'SAAT VE ATLET MUHAFAZA ALTINDA'
Bozkurt, şöyle devam etti:
“2013 yılı Aralık ayında ABD'ye gidip, Pensilvanya'da Fetullah Gülen ile görüştüm. O dönem rahatsızdı. Bina içerisinde beni doktor Kudret karşıladı ve yanına götürdü. 40-45 dakika görüştüm. Gülen, bizlere dua ettiğini, bulunduğumuz konum nedeniyle büyük bir hizmet ifa ettiğimizi söyledi. Üzerinde kendi imzası bulunan bir saat hediye etti. Türkiye'ye döndüğümde, Ufuk Yeşil bana Gülen'in atletini getirdi. Saat ve atlet muhafaza altındadır.
Konya'da sorumlu olduğum bu evlerde kaldığımız dönemde Bülent Arınç'ın damadı olan doktor Ekrem vardı. Konya'daki mahrem sınıfın abisiydi. O dönem Adalet Bakanı Şevket Kazan'dı. Cemaatin hakim ve savcı adayları doktor Ekrem aracılığıyla Arınç'a ulaşıyorlardı. Arınç'ın referansı ile çoğu hakim ve savcı oldu. Hakim savcılık sınavına girdiğimde Ekrem'den de yardım istedim. Onun sınavda etkili olduğunu daha sonra Ceza İşleri Genel Müdürü olan Abuzer Duran'dan öğrendim. Abuzer Duran cemaatçi değildi. Doktor Ekrem daha sonradan cemaatin kurmuş olduğu Uluslararası Tıp Örgütü USAF'ın başkanı oldu. Dışkapı Hastanesi'nde Kardiyoloji Bölüm Başkanı'ydı. 2010 HSYK'sı döneminde, Danıştay ve Sayıştay üyelerinin seçimlerinde bana isimler veriliyordu. Ben de bunları doktor Ekrem'e götürüyordum. ”