'ABD, KÖRFEZ, TÜRKİYE…'
Uluslararası hukuk profesörü Boyle şunları söyledi: "ABD, Suudi Arabistan, Katar, Körfez krallıkları ve Türkiye, Esad hükümetini devirme inadıyla Suriye'deki tüm terörist cihatçı grupları —IŞİD dahil olmak üzere- yasadışı biçimde silahlandırdılar, donattılar, mali olarak desteklediler, yani her türlü desteği verdiler.''
CAR raporunun ABD yönetiminin 6 yılda 600 binden fazla can alan Suriye savaşını sürekli ve kasten körükleme polikasını teyit ettiğini, ama ABD'nin meşru Suriye hükümetini devirmeleri için IŞİD ve diğer cihatçı grupları besleyip büyütme politikasının Rusya ve İran'ın Şam'a sunduğu destekle bozulduğunu belirten Boyle şöyle devam etti: ''Suriye hükümetinin talebiyle BM Şartı'nın 51. maddesi tarafından tanınan kollektif öz savunma hakkı uyarınca Rusya ve İran'ın askeri müdahalesi olmasaydı, ABD'nin politika yapıcıları bu hedeflerine ulaşacaktı.''
'ABD'NİN SURİYE ÜZERİNDEN İRAN'A SALDIRMA PLANI'
Bu kez de ABD'nin IŞİD tehdidini gerekçe göstererek Suriye'ye binlerce asker göndermesinin uluslararası hukukun ve Şam'daki resmi hükümetin iradesinin net biçimde çiğnenmesi olduğuna dikkat çeken Boyle, Washington'ın Suriye'deki yasadışı askeri varlığını süresiz kılma ve üslerini İran'a saldırmak için atlama tahtası olarak kullanma planı yaptığına dair uyarıda bulundu.
ABD ordusundan emekli albay ve askeri taktisyen Douglas Macgregor da Sputnik'e şöyle konuştu: ''Güya demokratik Suriye için savaşan sözde 'Sünni Arap isyancılara' silah gönderdiler. Gerçekte bunlar, IŞİD, Nusra ve diğer Kaide bağlantılı gruplarla koalisyon halindeki İslamcılardı.''
'TRUMP SONA ERDİRDİ'
1991'deki Körfez Savaşı'nda çok önemli bir tank muharebesini komuta etmiş olan Macgregor, bu yıl ABD Başkanı Donald Trump'ın bu grupları silahlandırma ve desteklemeye yönelik çok büyük çaplı bir programı sona erdirdiğini, zira programın laik-demokratik değil, İslamcı hedeflerin ilerletilmesine yardımcı olduğunu fark ettiğini belirtti. Emekli komutan ''Bu yüzden Başkan Trump onlara silah akışını durdurdu'' dedi.