Müslümanların dünya genelinde toplu bir şekilde öfkelerini dile getirdiği bu durumda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kudüs savunucusu rolünü eline aldığını belirten Gaşkov, NATO’nun tek Müslüman üyesinin liderinin son günlerde 'resmi müttefiklerini korkutan anti-Amerikan açıklamalar yaptığına' dikkat çekti.
'TÜRKLERE YAKINLIĞI İLE BİLİNEN FLYNN'İN İSTİFASI, ABD-TÜRKİYE İLİŞKİLERİNDE ETKİLİ OLDU'
Moskova merkezli Politik Teknolojiler Merkezi Direktörü Yardımcısı Aleksey Makarkin de Erdoğan’ın, ABD’nin 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında durduğu görüşünden hareket ettiğini söyleyerek, “Türklere yakınlığıyla bilinen Michael Flynn’in Trump'ın Ulusal Güvenlik Danışmanlığı görevinden istifa etmesi de oldukça negatif rol oynadı. Onun istifasından bu yana Washington ve Ankara arasındaki ilişkiler hızla kötüleşiyor” yorumunda bulundu.
'ANKARA, Şİİ-SÜNNİ İTTİFAKI İHTİMALİNE OLUMLU BAKIYOR'
Erdoğan’ın İstanbul zirvesi sırasında yaptığı 'yeni ittifak' ilanını değerlendiren Gaşkov, “Böyle bir ittifak ancak yüzyıllardır İslam dünyasını parçalayan Sünni-Şii çatışmasının yumuşaması durumunda mümkün. Ankara, böyle bir ihtimale olumlu bakıyor, örneğin Şii İran’ın Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani de İstanbul zirvesine onur konuğu olarak davet edildi” ifadelerini kullandı.
Günümüzde İslam dünyasına hükmeden infialin bölgenin bazı ülkelerini güçlendirirken geçici de olsa bazılarının zayıflamasına yol açtığını dile getiren Gaşkov, kaybedenler arasında Suudi Arabistan’ı göstererek, “Bu ülkenin yönetimi Sünni-Şii çatışmasının devamını istiyor. Tüm Müslümanların ABD ve İsrail’e karşı birleşmesi, Riyad tarafından tehlikeli algılanıyor” dedi. Tam da bu yüzden Suudi krallığın beklenmedik biçimde İslam İşbirliği Teşkilatı zirvesindeki temsil düzeyini düşürerek İstanbul’a sadece bir bakanı gönderdiğini kaydeden Gaşkov, “Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun bazı Arap ülkelerinin bu krizde korkak davrandığı yönündeki açıklaması fonunda sembolik bir adım” dedi.
'YENİ VELİAHT PRENS, SUUDİ ARABİSTAN'I MODERNİZE ETMEYE ÇALIŞIYOR'
Rus uzmanlar, Türkiye-İran yakınlaşması temelinde oluşturulan Sünni-Şii bloğunun, anti Amerikan protestolardaki gerilimden kaynaklanan geçici bir olgu olduğu kanısında.
'ÖFKELER SOĞUMAYA BAŞLAYINCA EKONOMİK FAKTÖR ÖNE GEÇECEK'
Şarkiyat Enstitüsü’nden Boris Dolgov, “İslam’ın her iki yönünün çıkarları çok farklı. Aralarındaki ittifak sadece duruma bağlı olabilir. Öfkeler soğumaya başlayınca ekonomik faktör öne geçecek. Mısır ve Ürdün gibi birçok Arap ülkesi, ABD’nin yardımına bağımlı. Aynısı, protestolara çok aktif katılan Filistin ulusal özerkliği için de geçerli. Diğer yandan bölgesel güç merkezleri İran ve Türkiye’nin güçlenmesi bir eğilim ve ABD bunu dikkate almak zorunda” dedi.
Bu yüzden Sünni-Şii yakınlaşmasının tamamen, duruma göre yakınlaşma temelinde inşa edilen Tahran-Ankara ilişkilerine bağlı olduğunu belirten Gaşkov, “İran ve Türkiye, Suriye’deki etki alanlarını bölüştü, ortaklaşa Kürtlerin bağımsızlığına ve ABD’nin dış politikasına karşı çıkıyorlar. Donald Trump’ın Filistin ile ilgili kararı her iki ülkeyi birbirine daha da yakın yapıyor” dedi.