'PLASTİK POŞET DOĞAYA BIRAKILIRSA ONU TOPLAMAK EKONOMİK OLMUYOR'
Kendi ağırlığının bin katı taşıma kapasitesi olan poşetin bu haliyle avantajlı olduğunu ancak dezavantajlarının da bulunduğuna dikkati çeken Eroğlu, "Eğer size büyük avantaj sağlayan bu ekonomik ürünü doğru şekilde doğru yere atmazsanız, doğada bırakırsanız ucuz olduğu için başta avantaj olan şeyi toplamak ekonomik olmuyor. Bunların doğru yere atılması için toplumun bilinçlendirilmesi gerekiyor. İkincisi de sorumlu kullanım. Yani market rafından bir poşet alacağına, üç, dört poşet alınmasının önüne geçilmesi" diye konuştu.
AB düzenlemesinin 2019 yılından itibaren Türkiye'de de geçerli olacağını yineleyen Eroğlu, sorumlu tüketimin sağlanması için belli bir hedef dahilinde her yıl azalan oranda naylon poşetlerin kullanımının bir noktaya getirilmesi gerektiğini vurguladı.
'BU UYGULAMA, ALIŞVERİŞ POŞETLERİNİN YASAKLANMASI DEĞİL'
Eroğlu, "Dolayısıyla bu uygulama, alışveriş poşetlerinin yasaklanması şeklinde değil. Ama buna bir cüzi bedel koyarsak, insanlar bu bedelden dolayı sorumsuz kullanmak yerine daha sorumlu kullanır. Bu işin ikinci ayağı da hem kullanımı bu şekilde sınırlandırırız hem de insanları bu periyot içinde bilinçlendirerek alışveriş poşetlerinin, geri dönüşüme ait kutulara atılmasını sağlayabiliriz. Temel amacı sorumlu tüketimi sağlamak ve çevresel kaygıların önüne geçmek." ifadelerini kullandı.
'PLASTİK DAMACANALAR ZARARLI DEĞİL'
Plastiğin en çok kullanıldığı alanın tıp olduğunu aktaran Eroğlu, "Hastaneye gittiğinizde serumları plastik torba içinde veriyorlar. Şırıngalar plastik, kalp kapakçıkları, stentler, modern tıbbın bugün vücudunuzun içinde kullandığı protezlerin yüzde doksanı plastik. Dolayısıyla eğer böyle bir kaygı varsa vücudunuzun içindeki protezin daha fazla etkisi olur" şeklinde konuştu.