Trump'ın açıklamasının İsrail'deki yankılarını, İsrail-Filistin meselesi ve Körfez-İsrail yakınlaşmasına etkileri ile Türkiye'nin girişimlerini Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gençlik döneminde Kasımpaşa semtinden arkadaşı, İsrail asıllı Türkiye vatandaşı olan Tel Aviv'den gazeteci yazar Rafael Sadi ile konuştuk:
'FİLİSTİN'DE BEKLENENDEN DAHA ILIMLI TEPKİLER'
Sadi'ye göre Trump'ın Kudüs kararına Filistinliler tarafından gösterilen tepkiler beklenenden daha ılımlı oldu.
"Tepkiler ‘üçüncü intifada başladı' denecek kadar değil. Tabii ki gösteriler ve protestolar var ama beklenenden çok daha ılımlı tepkiler ortaya çıktı ve çok sıkıntılı bir durum yok. Zaten İsrail güvenlik birimleri önlemlerini çok sıkı bir biçimde aldı. Şu ana kadar yani Cuma namazına müteakiben yapılan gösteriler oldukça ve olabildiğince sakin geçti diyebiliriz. Sıkıntılar olsa da şu an ‘üçüncü intifada' lafını sarf edecek derecede bir durum yok."
‘KUDÜS VE JERUSALEM ŞEKLİNDE İKİ ŞEHİR OLARAK ALGILAMALI'
"Yapılan yorumları izleyebildiğim kadarıyla ‘bu ortalığı yakacak, yıkacak ve barış bozulacak' sesleri duyuluyor ama 70 senedir Jerusalem'in- isterseniz Kudüs diyebiliriz- statüsü belli. Şu ülke tanıdı ya da bu tanımadı peki barış oldu mu? Olmadı. Bundan sonra olur mu? Belki olur ya da belki olmaz. Yani Trump'ın bunu yapmasının arkasında belki de bir barış arayışı var. Türkiye'de de kullanılan ‘komşu ile iyi kavga etmezsek, iyi bir barış yapamayız' diye bir deyim var. Bir de işin kötü tarafı komşuyu etkileyen tabiri caizse gaza getiren, para veren, ‘sokağa çıkın ve ortalığı velveleye verip, yakın yakın, Kudüs sizindir' diyen çok farklı faktörler var. İntifada yapılacak diye İsrail anahtarları verip ‘kusura bakmayın Kudüs sizinmiş, bizim burada hakkımız yokmuş' mu diyecek? Böyle bir şey söz konusu olabilir mi? Burada bir devlet var bu devletin 70 senedir başkenti Kudüs'tür. Ben hep söylüyorum Kudüs'ün içinde iki şehir var. Birinin adı Kudüs, yani Doğu Kudüs. Filistinlilerin ileride başkenti olabilecek bir yer. Diğeri de Jerusalem yani Yahudilerin başkenti. Bunu bir şekilde algılarsak İsraillilerin de, Filistinlilerin de olayı daha kolay hazmetmelerine yardımcı olmuş oluruz. Çünkü fiili durum da böyle."
'İSRAİL YERLEŞİM YERLERİNİ YAPANLAR FİLİSTİNLİLER'
Sadi'ye göre İsrail'in yeni yerleşim inşaları yapması çok büyütülecek bir sorun değil:
"Yahudi yerleşimleri konusu sorun değil. Çünkü Yahudilerin yaşadığı yere Müslümanlar gidip yaşamayacak ve Müslümanların yaşadıkları yere Yahudiler gidip yerleşmeyecek. Zaten orada fiili bir durum var. Şu bölgede şu inşaat, yerleşim yapıldı tartışmaları çok da önemli değil. Kaldı ki o yerlerin dışında yapılan inşaatları yapanlar da Filistinliler. Yahudiler Tel Aviv'den gidip orada inşaat işçiliği yapmıyorlar yani. Yani öyle yangın çıkartılacak, yaygara kopartılacak bir durum yok. İsraillisi de, Filistinlisi de ekmeğinin derdinde."
‘TEK ÇÖZÜM BİRBİRİNE SAYGILI İKİ KOMŞU DEVLET'
"Burada tek bir çözüm vardır. O da iki devletin yan yana komşu olarak olmasıdır. İsrail'in içerisinde bir buçuk milyon Arap İsrailli vatandaş var. Olmaya da devam edecek. Onlar yüzde 100 İsrail vatandaşıdır ve eşit haklara sahiptirler. Hiçbir şekilde farkları yok. Askerlik bile yapanları var aralarında. Öbür tarafta da Filistin dediğimiz ve diyeceğimiz komşumuz olacak. Başkenti neresi yapılmak istenirse orası olacak, sınırları çizilecek ve iki devlet de birbirlerini tanıyarak, saygı göstererek, komşuluk ilişkileri saygı göstererek yaşayacaklar. Kim nasıl derse dersin bunun başka bir çaresi ve olanağı yok. Ne Yahudiler başka bir yere gidebilecekler, ne de Filistinli Araplar başka bir yere gidecekler. Suudi Arabistan ‘gelin bizden arazi alın burada yaşayın' demeyecek. Yahudilere de alın California'nın yarısını siz kullanın demeyecekler. Biz buradayız, kimse bir yere gitmeyecek. Bir arada yaşamak zorundayız. Bunu kimse kullanmasın. ‘‘Kudüs'ü koruyacağız'' söylemi var. Korunsa, ne olur korunmasa ne olur? Hem bunu nasıl yapacaksın? Kudüs zaten korunmuş vaziyette. Yani bu sistemde palavralara yer yok."
'HERKES BAZI LAFLAR SÖYLÜYOR AMA MENFAATLER SÜRÜYOR'
"Hangi ülkeden bahsedersek bahsedelim, bütün ülkelerin siyasileri ortak. Tabiri caizse 'kazığı' yiyen üzülen, sıkılan halk oluyor. Bunun üstünde olan liderlerin hepsi kendi menfaatlerinin peşindeler. Herkes kendi yerini, krallığını, tacını koruyor. Bunun arkasında çok 'para' var. Altın kaçakçılığı (isminden söz etmesek de biliyoruz), silah ticareti gibi bir sürü şey sürüyor. Burada sıkıntı maddi menfaatlerdir. 12 tane Arap ülkesiyle yakında elçilik seviyesine gelecek ilişkiler tesis edilmiş durumdadır. Burada çok iyi biliniyor ve bundan İsrailliler gurur da duyuyor. Manşetlerden birisinde 'Katar, İsrail'e sert çıktı' diye yazıyordu. Yani ne kadar sert çıktı, ne yaptı? Katar ile İsrail'in ilişkisi şu anda herkesten daha iyi durumdadır. Yani ortada tiyatro oynanıyor. Çok büyük bir sahnede herkes bazı laflar ediyor."
'ABD'YE KIZIP, İSRAİL'E KABADAYILIK'
Sadi, ABD'nin aldığı karar yüzünden İsrail'e kızmanın yanlış olduğunu söyleyip, İsrail ile ilişkilerin bozulmayacağını savundu:
"Türkiye-İsrail ilişkileri Kudüs üzerinden tekrardan bozulmaz. Trump, Kudüs'ü İsrail'in başkenti ilan ediyor. Sınıf arkadaşım diyor ki 'İsrail ile ilişkileri keselim?', 'Niye ona diyorsun? Trump'a desene ABD ile ilişkileri kesiyoruz diye'… Niye ABD'ye kızıp, İsrail'e kabadayılık yapıyorsun? Çünkü ABD'ye söylemek kolay değil. İsrail'e söylersin, yarın vazgeçersin ‘biz kardeşiz' dersin."
'ÇAVUŞOĞLU'NUN SÖZLERİ DİPLOMASİDE 'NE YAPACAĞIMIZA HENÜZ KARAR VERMEDİK DEMEK'
"İstanbul'da yapılacak İslam İşbirliği Teşkilatı toplantısı hangi otelde yapılacaksa o kazanacak. Türkiye'nin saygınlığı artacak, orada bir gövde gösterisi yapılacak. Komiğime giden olaylardan birisi Sayın Mevlüt Çavuşoğlu'nun ‘'Biz gerekeni yapacağız'' açıklamasıydı. Bunun diplomasi diline tercümesi ‘biz ne yapacağımıza henüz karar vermedik'tir. Gereken nedir yapılacak kimse bilmiyor. Yiyeceğiz, yemezsek gargara yapacağız"
'ABD TANISA NE OLUR, TANIMASA NE OLUR?'
Rafael Sadi, son olarak ABD'nin Jerusalem'i, Kudüs'ü tanımasının hiçbir şeyi değiştirmeyeceği, bir fark getirmeyeceğini belirtti:
"Trump'ın Kudüs hakkındaki açıklamasının İsrail ile Türkiye ilişkilerine ne yararı ne zararı vardır. Jerusalem'e, Kudüs'e de bir katkısı yoktur. Aynı Jerusalem, aynı Kudüs. Değişen bir şey yok. ABD tanısa ne olur, tanımasa ne olur? Hiçbir fark olmayacak. Herkes istediği gibi camisine, kilisesine, sinagoguna gidecek. Belli bir süre sonra bu meseleler kenara konacak. Filistinlisi de, Yahudi'si de kendi günlük yaşamına bakacak."