Basın toplantısında gazetecilere konuşan Kalın'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
- Kudüs bizim onurumuzdur, Kudüs bizim ortak davamızdır, dün Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi bizim kırmızı çizgimizdir.
ERDOĞAN'DAN TELEFON DİPLOMASİSİ
Sayın Cumhurbaşkanı ilk tepkimizi verdi. Kendisi bundan önce Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas başta olmak üzere Arap dünyasından birçok liderle, İslam dünyasından hükümet ve devlet başkanlarıyla da görüşmeler gerçekleştirdi. Bu sabah itibarıyla Malezya, Tunus, İran, Katar, Suudi Arabistan, Pakistan, Endonezya devlet ve hükümet başkanlarıyla telefon görüşmeleri yaptı, yapmaya da devam ediyor.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın basın toplantısında konuşuyor https://t.co/bhK2mPKdwx
— T.C.Cumhurbaşkanlığı (@tcbestepe) 6 Aralık 2017
'ABD YÖNETİMİ DERHAL BU VAHİM HATADAN DÖNSÜN'
Tarihi, dini ve hukuki mülahazaların yanı sıra Kudüs'ün mevcut statüsünün muhafaza edilmesi ve İsrail'in mülkü gibi lanse edilmesinin hatasının, yanlışının, vahim hatasının önlenmesi konusunda ayrıca atılması gereken adımlar olduğu da bir hakikattir. Zaten şu anda kırılgan olan Ortadoğu barış sürecini adeta ortadan kaldıracak bu vahim hatadan Amerikan yönetiminin derhal dönmesi çağrısında bulunuyoruz.
'İSLAM ÜLKELERİ OLARAK ORTAK HAREKET ETMEK İÇİN…'
Kudüs'ün statüsüne ve bölge barışına ilişkin hassasiyet arz eden bu gelişmeler karşısında İslam ülkeleri arasında ortak hareket etmeye ve koordinasyon sağlamaya dönük olarak Sayın Cumhurbaşkanımız, İslam İşbirliği Teşkilatını olağanüstü zirveye davet etmektedir. Önümüzdeki hafta, 13 Aralık Çarşamba günü İslam İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü Liderler Zirvesi, İstanbul'da Sayın Cumhurbaşkanlığımızın ev sahipliğinde toplanacaktır.
'SAHADA PYD'YE YARDIM DEVAM EDİYOR, KABUL EDİLEBİLİR DEĞİL'
Sayın Trump'ın 24 Kasım'daki telefon görüşmesinde Sayın Cumhurbaşkanımıza söylediği 'Bundan sonra PYD'ye silah yardımı yapılmayacak' sözünün maalesef Amerikan yönetimi tarafından, başka birimler tarafından başka yönlere çekildiğini, tevil edilmeye başlandığını, sahada da bu yardımların devam ettiğini görüyoruz. Bu bizim için ne izah edilebilir ne de kabul edilebilir bir durum.
'ERDOĞAN'A YÖNELİK BU İFADELER…'
Sayın Cumhurbaşkanımız Filistin konusunda, diğer bütün konularda olduğu gibi hakikatleri söylemeye bugüne kadar nasıl devam ettiyse bundan sonra da devam edecektir. İsrailliler bundan ister rahatsız olsunlar ister mutlu olsunlar, bu bizi ilgilendirmez. Cumhurbaşkanımıza yönelik bu ifadeleri kullanmalarının sebebi de bu gerçekleri onlara hatırlatmalarıdır. İsrailli yetkililer hakikatleri ifade ettiği için Sayın Cumhurbaşkanımıza saldırmak yerine, kendilerinin yaptığı vahim hataları, işgal politikalarını, Filistinlilerin topraklarını çalma politikalarını, her gün Filistinlileri kendi topraklarında parya konumuna indirme gayretlerini sona erdirmenin yoluna baksınlar.
'ABD'DEKİ DAVA, TÜRKİYE'NİN ÜST DÜZEY YETKİLİLERİNE DÖNÜK SİYASİ BİR ALGI OPERASYONU'
(ABD'deki Rıza Sarraf davası) Mahkemede özellikle dünden beri Rıza Sarraf'ın yaptığı açıklamalar ortadadır. Hapishaneden çıkmak için ne tür bir anlaşma yaptığı, ne tür yalanlar söylemeye hazır olduğu da kendisi tarafından ifade edilmiştir. Bütün bunlar yaşanırken hala bu davanın salt bir ambargoyla ilgili hukuki, teknik bir dava olduğunu söylemek mümkün değildir. Bunun üzerinden Sayın Cumhurbaşkanımıza, Türkiye Cumhuriyeti'ne, Türkiye Cumhuriyeti'nin üst düzey yetkililerine dönük bir siyasi algı operasyonu yapılmaya çalışılmaktadır.
'MERKEL, ADİL ÖKSÜZ İÇİN ÇALIŞMA BAŞLATACAĞINI İFADE ETTİ'
Adil Öksüz konusu telefon görüşmesinde gündeme geldi. Sayın Merkel de bu konuda, bu kişinin Almanya'da bulunup bulunmadığına dair, çünkü hakkında kırmızı bülten de çıktı, derhal çalışma başlatacaklarını geçen hafta ifade ettiler. Şu ana kadar bize ulaşmış yeni bir bilgi yok ama biz bu konunun takipçisi olmaya devam edeceğiz.
'FETÖ SAVCILARININ TÜRKİYE'DE YAPAMADIĞINI…'
(ABD'deki Rıza Sarraf davası) Türkiye Cumhuriyeti, uluslararası hukuka aykırı bir işlem yapmamıştır. Kendi ulusal çıkarları çerçevesinde şeffaf bir şekilde bu çalışmaları o yıllarda yürütmüştür. Şimdi bu konuların böyle tekrar gündeme getirilmesi, 17/25'te FETÖ savcılarının Türkiye'de yapamadığı, başaramadığı şeyi New York üzerinden hayata geçirmesini de herhalde hepimiz açık ve net bir şekilde görüyoruz.
'TÜRKİYE, TEHDİT GELDİĞİ DURUMDA AFRİN İÇİN KİMSEYE DANIŞMAZ'
Afrin'le ilgili Türkiye'ye dönük tehditler olduğunda zaten Türk Silahlı Kuvvetlerimiz anında sınırdan cevap vermektedir. Bunun ilerisinde bir tehditle karşı karşıya kaldığımızda, bir tehdit değerlendirmesi yaptığımızda Türkiye Cumhuriyeti olarak orada da gerekli adımı, kimseye danışmadan, kendi milli imkan ve kabiliyetlerimiz çerçevesinde atarız.
'ALMANYA, PKK VE FETÖ İLE SORUMLULUKLA HAREKET ETMEYE BAŞLADI'
Son dönemlerde Alman makamlarıyla yaptığımız temaslar neticesinde, Almanya'nın gerek PKK, gerekse FETÖ'ye karşı daha ciddiyetle ve sorumlulukla hareket etmeye başladığına dair bazı emareler görüyoruz. Bir kere bunu memnuniyetle karşıladığımızı ifade edelim ama bunu yeterli görmüyoruz.