‘ZARRAB DAVASINI İRAN İLE İLİŞKİLERLE DÜŞÜNMEK GEREKİYOR'
Bilgehan Alagöz, Sarraf davasının dış boyutunun es geçildiğini belirterek, davanın Türkiye-İran ilişkileri bağlamında da düşünülmesi gerektiğini söyledi:
‘EN SERT YAPTIRIMLAR AHMEDİNEJAD DÖNEMİNDEYDİ'
Alagöz, ABD'deki Zarrab davasına konu edilen altın ticaretinin, İran'a karşı en sert yaptırımların hayata geçirildiği Ahmedinejad döneminde başlatıldığını anımsattı:
"Davanın İran ayağının önemi şu an konuşulan dönemin İran'ın bir önceki Cumhurbaşkanı Ahmedinejad'ın icraatları ve özellikle ikinci döneminde —yani 2009-2013 arası- yapmış oldukları faaliyetler olmasından geliyor. Çünkü yaptırımların da en sert bu dönemde olduğunu görüyoruz. ABD, İran İslam Devrimi'nden itibaren yaptırımlar uygulamaya başladı ama 2006'dan 2010'a kadar BM Güvenlik Konseyi'nde bir yaptırım rejimi devreye soktuğunu ve 2012'den itibaren de ilk defa Avrupa Birliği'nin de İran enerji sektörüne dönük bir yaptırım uygulamaya başladığını görüyoruz. Bunların hepsi Ahmedinejad'ın ikinci dönemine denk geldi. Bu gelişmeler İran'da çok önemli bir ekonomik çıkmaza sebep olduğundan dolayı bu altın ticareti faaliyeti başlatıldı."
‘BAE, İRAN'A TÜRKİYE'DEN DAHA FAZLA NEFES ALDIRDI'
Alagöz, yaptırımlar döneminde Birleşik Arap Emirlikleri'nin, İran'a Türkiye'den fazla nefes aldıran bir ülke olduğunu da anımsatırken, BAE'nin ABD'ye yakın konumu sebebiyle yargılama olayının dışında tutulduğunu belirtti:
'RUHANİ BU GÜCÜ TÖRPÜLEMEYE ÇALIŞIYOR'
İran Devrim Muhafızları'nın ekonomik alandaki gücüne de vurgu yapan Alagöz, bu güçle bağlantılı kişilerin ambargo sırasında yapılan ticari faaliyetlerde rolüne dikkat çekti. Alagöz, eski cumhurbaşkanı Ahmedinejad ile Devrim Muhafızları bağlantısından rahatsız olan şimdiki Cumhurbaşkanı Ruhani'nin, bu gücü törpülemeye çalıştığını söyledi:
‘İRAN'DA BİR ÖNCEKİ DÖNEM SORGULANIYOR'
Reza Zarrab'ın İran'da yargılanan Babek Zencani ile ilişkili olduğunun bilindiğine dikkat çeken Alagöz'e göre Zarrab ailesinin Ahmedinejad ile yakın ilişkilerinin olduğunun söylenip bu noktada aslında Ahmedinejad döneminin sorgulandığına dikkati çekti:
‘RUHANİ'YE YAKIN BASINDAKİ MEMNUNİYET'
ABD'deki Zarrab davasının İran tarafından dikkatle takip edildiğini, belirten Alagöz'e göre Ahmedinejad döneminin sorgulanıyor olması Ruhani'ye yakın olan basında üstü kapalı bir şekilde memnuniyetle karşılanıyor:
‘ABD DE BİRÇOK KEZ İRAN'A KARŞI KENDİ BAŞLATTIĞI YAPTIRIM REJİMİNİ ÇİĞNEDİ'
ABD'nin İran'a karşı kendi başlattığı yaptırım rejimini birçok kez ihlal ettiğini fakat ABD'deki sistemin bunların üzerine gitmediğini söyleyen Alagöz'e göre ABD'deki dava ile İran'daki davanın konusu taban tabana zıt:
"İran'daki davanın konusu yaptırım rejimini kırma gerekçesine dair değil Zencani'nin haksız bir kazanç elde ettiğine dairdir. Yani yaptırım rejimi zaten tasvip edilen bir durum değil. ABD'deki davanın konusu ile İran'dakinin konusu taban tabana zıt oluyor. Ama nihayetinde otoriter, kendi, refleksleri olan bir rejimden bahsediyoruz. Kaldı ki bu durum sadece İran açısından geçerli değil. ABD açısından da bakacak olursak 1979'dan beri yaptırım uyguluyor ama kendi içinde bu rejimi birçok kere ihlal ediyor. Hemen akıllara gelen Reagan dönemindeki İrangate skandalı, diğer bir örnek olarak hem de ironik bir örnek olarak Bush döneminin Başkan Yardımcısı Dick Cheney eski şirketi Halliburton aracılığıyla İran'a nükleer teknoloji transferi yaptığı iddiaları gündeme gelmişti ama hiçbir şekilde ABD'deki sistem bu konuların üzerine gitmedi. Yine şu anki ABD Dışişleri Bakanı Tillerson'ın göreve başlamadan başkanlık yapmış olduğu Exxon Mobil de birçok defa bu yaptırım rejimini ihlal ettiği dillendirildi ama ABD'deki sistem hiçbir zaman bunun da üstüne gitmedi. Dolayısıyla her devlet bir şekilde kendisi söz konusu olmadığında bazı mekanizmaları korumak adına bir takım konuları dile getiriyor."
‘İRAN'DA DEVRİM MUHAFIZLARI ORDUSUNU DOĞRUDAN HEDEF ALABİLECEK SİYASİ YOK'
Alagöz'e göre İran'ın ekonomik ve askeri anlamda önemli bir gücü olan Devrim Muhafızları Ordusu'nu doğrudan karşısına alabilecek bir İranlı siyasi yok:
‘ZARRAB'IN AİLESİNİN İRAN'A GİTTİĞİ İDDİASI…'
Alagöz, Zarrab'ın ailesinin İran devletinin kendisine yapabileceklerini bildiği halde İran'a gittiği yönünde basında çıkan iddiaların dikkat çekici bir konu olduğunu ve takip edilmesi gerektiğini söyledi:
"Yalnız son 1-2 gündür dikkat çeken bir konu daha var ki o da, Reza Zarrab'ın ailesinin İran'a gittiğinin basında dile getirilmesi-tabii ne kadar doğru bilemeyiz çünkü aynı zamanda bir bilgi kirliliği var-. Açıkçası ben bunda büyük bir soru işareti görüyorum. Çünkü Reza Zarrab'ın ABD'ye gitme sebebinin aslında İran'dan gelecek bir tehditten kaçma dolayısıyla olduğu geçen sene İran basınında yazıldı. Yani oraya gittiği zaman ABD ile anlaşmak üzere gittiğini de yazıldı, Türkiye'de öyle gözükmesede… Bunu bile bile Zarrab ailesinin İran'a kendi hür iradesiyle gitmeyi tercih ettiğine pek ihtimal veremiyorum. Türkiye'nin bilgisi dahilinde mi, neye karşılık bu aile İran'a gitti ya da gerçekten İran'a gittiler mi? Bunlar bence takip edilmesi gereken konular. Çünkü burada tuhaf bir durum söz konusu. İran sınırları dışında bile operasyon yapabilen bir ülke kendi muhalif güçlerine karşı, o yüzden de bu ailenin bunu bilerek ve isteyerek İran'a gitmiş olmaları bana oldukça tuhaf geliyor."
‘ZENCANİ ŞU ANA KADAR İDAM EDİLMEMİŞSE BİR SÜREÇ BEKLENİYORDUR'
Zencani hakkında gelişmelerle Zarrab davasının başlaması arasında bir eşanlılık olduğunu söyleyen Alagöz, idam cezası almasına rağmen şu ana kadar idam edilmeyen Zencani için belli bir sürecin beklendiğine dikkat çekti:
‘İRAN İLE İLİŞKİLER TÜRKİYE'NİN MENFAATLERİ AÇISINDAN GEREKLİ'
Alagöz, son olarak Türkiye-İran ilişkilerinin son yıllardaki seyrine değinerek, son dönemde doğru bir çizginin yaşandığını belirtti ve İran ile ilişkiyi sürdürmenin Türkiye'nin menfaatleri açısından gerekli olduğunu, K.Irak referandumunda ortak tavırdan alınan sonuca dikkat çekerek vurguladı: