Rus pilotlar, ABD'ye ait uçakları ulusal sınır bölgesinden nasıl uzaklaştırıyor?

CNN televizyonu, ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü Michelle Baldanza'ya dayandırdığı dünkü haberinde, Rus Su-30 avcı uçağının Karadeniz hava sahasında ABD'ye ait P-8A Poseidon tipi denizaltısavar uçağına ‘tehlikeli biçimde önleme' yaptığını duyurdu. ABD uçağının uluslararası hava sahasında bulunduğunu kaydeden Baldanza, Rus tarafını provoke edecek bir eylemde bulunulmadığını savundu.

Haberde, Rus uçağının herhangi bir neden olmadan sert manevrayla Poseidon'un yolunu kestiği, Amerikan uçağınınsa ‘kavgacı' ile temasa geçmemeyi tercih edip oradan uzaklaştığı belirtildi.

Rusya Savunma Bakanlığı, Su-30 tipi Rus avcı uçağının Karadeniz üzerinden Rusya sınırlarına yaklaşan ABD'ye ait P-8A Poseidon tipi casus uçağına önleme yaptığını doğruladı. Açıklamaya göre tanımlanmayan hava aracına yaklaşan ve etrafında tur atan Su-30 avcı uçağının, kimliğini belirledikten sonra her iki uçağın farklı istikametlerde uçmaya devam ettikleri kaydedildi.

CENTİLMENCE SİNYALLER

Sputnik'e konuşlan uzmanlar, pilotların her hava operasyonunu belli bir senaryoya göre gerçekleştirdiklerini söyledi. Rusya'nın onur nişanlı askeri pilotlarından Tümgeneral Vladimir Popov, "İlk iş olarak karşı tarafın hava aracına refakat sağlanmalı. Nöbetçi avcı uçağı hedefe yaklaşarak, onunla birlikte paralel rotadan ilerler. Buradaki başlıca hedef, hava sahasını ihlal eden uçağın kimliğinin belirlenmesi ve hava aracıyla ilgili bilgileri ‘operatöre' iletmesi. Ardından avcı uçağının pilotu, karşı tarafın dikkatini üzerine çekmeye çalışır, hava aracına paralel olarak ilerleyen pilot, sağa ve sola doğru eğilerek ‘kanat çırpar'. Bir taraftan ‘ben buradayım' diye uyarırken, diğer yandan kanatların altında bulunan ‘havadan havaya' füzelerini de göstermiş olur" diye konuştu.

Karşı taraftan tepki gelmemesi durumunda devriye uçağının ihlal eden uçağın biraz önüne çıkarak pilotların devriye uçağını gördüklerinden emin olunduğunu belirten Popov, bu durumda nöbetçi pilotların kibar bir şekilde baş hareketiyle sınırı göstermesi gerektiğini, yine tepki gelmemesi durumunda uçağın diğer yanına geçerek aynı manevrayı tekrarlamaları gerektiğini aktardı.

Tümgeneral Popov, havacılık etiket kurallarına göre söz konusu hareketlerin ‘centilmence' verilen sinyaller olduğunu da sözlerine ekledi.

‘KARŞI TARAFIN KÜSTAH DAVRANIŞLARI VEYA ARIZA DURUMLARI SÖZ KONUSU OLABİLİR'

Son 3-4 yıl içinde havadaki durumun giderek gerildiğini anlatan Popov, NATO'nun daha önce Rusya ile komşu ülkelere uçak gönderdiği zaman Rusya Savunma Bakanlığı'na bilgi verdiğine, fakat şimdi bu konuda artık bilgi ulaştırılmadığına ve aynı zamanda NATO uçaklarının hava operasyonlarının sayısının sıklaştığına dikkat çekti.

Popov, "Nöbetçi uçağın dostane manevraları karşı tarafı caydırmazsa yol kesme manevrası uygulanır ve aynı zamanda başka bir uçaktan yardım istenir. İki uçak karşı tarafın uçağını araya alarak, ülke sınırları geçildiyse manevralarla onu Rusya'ya ait havalimanına inmeye zorlar. İkinci bir alternatifse, avcı uçağının pilotlarının ‘sarı kart' göstererek, ihlalcinin uçtuğu rota yönünde uyarı ateşi açabilir. Bu tür durumlar 1950'li yıllarda SSCB'nin sınırlarında sıklıkla yaşanmıştı. Bugün böyle bir gelişme olasılığının çok düşük olduğunu vurgulamak isterim. Birçok ülke pilotu terbiyeli bir şekilde uçuyor ve sınırı ihlal etmiyor, provoke edebiliyor, fakat nerede durmaları gerektiğini de biliyorlar. Bazen uçak arızalı olabiliyor ve bunu bize sinyalle bildiremiyor, bu durumda o uçağı terbiyeli bir şekilde indiriyoruz, ardından istediği yere bırakıyoruz" ifadelerini kullandı.

Sınırda yaşanan olayların daha trajik sonuçları olabileceğine de dikkat çeken Popov, "Avcı uçağının pilotu, sadece karşı tarafın uçağının daha önceki çağrılardan hiçbirine yanıt vermeyerek hava sınırını ihlal etmesi ve konvoyu takip etmeyi reddetmesi durumunda tesir ateşi açma hakkına sahip olur. Bu durumda önce operatöre bildirim yapar, gerekli emrin gelmesi halinde de hedefi vurur" diye konuştu.