Hürriyet'in aktarımına göre duruşmada jüri mahkeme salonundaki yerini aldı.
Hakan Atilla'nın yargılandığı davada tanık olan Rıza Sarraf mahkemeye getirildi. Davada izleyiciler yerini aldı. Sarraf'ın cezaevi tulumu giymediği görüldü.
Zarrab's now looking snazzy in a dark blazer and light shirt with the top button open. No more prison clothes!
— Adam Klasfeld (@KlasfeldReports) November 30, 2017
'HAPİSHANEDE TEHDİT EDİLDİM'
Duruşmayı izleyen ABD'li gazeteci Adam Klasfeld, Sarraf'ın halen FBI gözetiminde olduğunu söylediğini, gerekçe olarak ise hapishanede kendisine yönelik tehditleri gösterdiğini aktardı.
Zarrab says he's still in FBI custody, because of threats against him in prison. Doesn't elaborate.
— Adam Klasfeld (@KlasfeldReports) November 30, 2017
Sarraf ardından, İran'daki bağlantıları konusuna geçti. ABD'li gazeteci Katie Zavadski, Sarraf'ın dün çizdiği şema üzerinden daha fazla açıklama yaptığını aktardı. Zavadski, Sarraf'ın İran'a yönelik yaptırımların Hindistan, Çin, Kore, Japonya ve İtalya tarafından da ihlal edildiğini ima ettiğini söyledi. Sarraf, Zafer Çağlayan'ın özel kalemi Onur Kaya ile aralarında geçen, Çağlayan'ın da bahsedildiği bir telefon görüşmesine ilişkin konuştu.
Sarraf'ın ifadesinden satırbaşları, gazetecilerin aktarımına göre şöyle:
- Zafer Çağlayan ve İranlılar arasında birçok toplantı yapıldı. Bu toplantılara ben de katıldım.
ZARRAB: "A meeting between [Turkish ex-economic minister] Zafer Caglayan and Iranians occurred many times — that I also attended."
— Adam Klasfeld (@KlasfeldReports) November 30, 2017
- Daha önce söylediğim gibi NICU ve NIOC yetkilileri İran’dan geldiler. Buna karşın İran petrol bakanı bu toplantıya katılmadı. (Savcının 'Bu toplantılarda Halkbank’tan kim vardı?' sorusuna cevaben,) Aslan ve aynı zamanda Mehmet Atilla vardı.
- (Hindistan'a yapılan ham petrol satışına ilişkin) İranlılar baskı yaptı ve Halkbank'tan uluslararası ödemelerini yapmalarına olanak verilmesini istedi.
They were talking about transferring the money accumulated from crude oil sales to India, Zarrab says. "Secondly, the Iranians put pressure and made a request from Halkbank to be able to make their international payments."
— Katie Zavadski (@katiezavadski) November 30, 2017
Zarrab will diagram some more.
'GECİKTİĞİM TOPLANTIYA YETİŞMEK İÇİN TRAFİK MÜDÜRÜNÜ ARADIM'
- (Sarraf ve dönemin Istanbul Trafik Müdürü arasında geçen bir konuşmaya ilişkin) Bir toplantıya geç kalıyordum. Arayıp trafik müdüründen emniyet şeridini kullanmak için izin istedim.
Another call, between Reza Zarrab and the chief of traffic at the Istanbul police. He was running late for a meeting:
— Katie Zavadski (@katiezavadski) November 30, 2017
"So I asked for permission from the chief of traffic at the Istanbul traffic department for me to be able to use the emergency lane to be able to get there."
- Süleyman Aslan, İran'ın uluslararası ödemelerine aracılık yapamayacaklarını, ancak mevcut sistemle transferlere devam edebileceklerini söyledi. Mevcut sistem derken beni işaret ediyordu.
Suleyman Aslan said this was not possible. "They would not be the intermediary for making international payments for Iran, but they could continue to make their payments through the existing system."
— Katie Zavadski (@katiezavadski) November 30, 2017
"He was pointing to me as the existing system," Reza Zarrab said.
'ANLAŞMANIN MEDYADA DUYULMASI DURUMUNDA İPTAL OLMASI KOŞULUYLA ANLAŞTIK'
- Halkbank bu anlaşmayı en tepeden, Süleyman Aslan ile kabul etti. Fakat bir tek şartla Hintliler için Halkbank'ta açılan bu hesap medyada duyulursa anlaşma derhal terk edilecekti.
Zarrab says Halkbank accepted this deal, from the very top— Suleyman Aslan. On one condition:
— Katie Zavadski (@katiezavadski) November 30, 2017
"That the whole agreement would be thrown away if the fact that this account would be opened for the Indians at Halkbank would be revealed to the media."
- Para bu bankaya gidecek, oradan sana gelecek, senden de bana gelecek. Hindistan'dan para Halkbank'a, Halkbank'tan Arap Türk Bankası'na gönderiliyor. Buradan da (Sarraf'ın) hesabına aktarılıyor, altına çevriliyor ve ticarette kullanılıyor.
"It will go there, then to you, then from you to me."
— Katie Zavadski (@katiezavadski) November 30, 2017
Reza Zarrab reiterates: Indian money sent from India to Halkbank. Then from Halkbank to Arab Turk Bank. And from there, to Zarrab's account, converted into gold, and used in the trade.
'TRANSFERLERİN AMACI, PARANIN KAYNAĞINI GİZLEMEK'
- ('Farklı bankaya transfer yapılmasının önemi neydi?' sorusuna cevaben,) Araya başka bir banka sokarak, paranın kaynağını gizlemek için.
But why was it important to transfer banks?
— Katie Zavadski (@katiezavadski) November 30, 2017
"In order to put another bank in the process to conceal the origin of the money," Reza Zarrab testifies.
Key: We don't know which company(ies) in India are making these purchases.
'HALKBANK'IN ULUSLARARASI BANKACILIK DÜZENLEMELERİ KAYGISI YOKTU'
- Para Türk lirası cinsinden olduğu ve EFT olarak gönderileceği anlamına geldiği için Halkbank, "Bizi ilgilendirmez, istediğiniz kişiye parayı göndeririz" diyebiliyordu. Çünkü uluslararası bankacılık düzenlemeleri konusunda bir kaygıları yoktu.
"and since it was in Turkish liras, which meant it would go as EFT, Halkbank was saying it doesn't concern us, we can send it to whoever you would like. Because they were not concerned about international banking regulations."
— Katie Zavadski (@katiezavadski) November 30, 2017
'PARA TÜRK LİRASI OLUNCA TÜRKİYE'DE KALABİLİYORDU'
- Para dolar olsaydı Arap Türk Bankası'na ABD aracılığıyla aktarılması gerekiyordu, Euro olsa bu defa da Avrupa'dan geçmesi gerekecekti. Türk Lirası olunca Türkiye'de kalabiliyordu. ("Bu Ekim 2012'de yapılan toplantıda görüşüldü mü?" sorusuna cevaben,) Evet, bu bir yöntem olarak tartışıldı.
Zarrab on importance of transferring money in Turkish liras: "If it were in dollars, it would have to go to the U.S. on the way to Arap Turk bank. If it was in euros, it would have to go in Europe. With it being in Turkish liras, it would stay in Turkey."
— Adam Klasfeld (@KlasfeldReports) November 30, 2017
'SÜLEYMAN ASLAN'A UYARILAR GELDİ'
- Süleyman Aslan 'Büyük risk aldım, rahatsızım' dedi. Bir şekilde geleceğini garanti altına almak istedi. Aslan'a sürekli uyarı geliyordu, Amerika'dan, ABD'nin İran'la ilgili işlemlerden duyduğu kaygılarla ilgili uyarılar.
BRIBES BRIBES BRIBES.
— Katie Zavadski (@katiezavadski) November 30, 2017
As a reminder, Suleyman Aslan was the general manager of the state-run Halkbank.
"He was constantly receiving warnings," Reza Zarrab said. "From America, about the concerns the United States had about the Iranian transactions."
'ASLAN'A RÜŞVET VERMEK İÇİN ÇAĞLAYAN'DAN ONAY ALMAM GEREKİYORDU'
- (Aslan) Para istiyordu. Fakat Süleyman Aslan'a para verebilmem için Zafer Çağlayan'dan onay almam gerekiyordu.
"He was asking for money," Reza Zarrab testifies.
— Katie Zavadski (@katiezavadski) November 30, 2017
But Reza says he needed to get approval to bribe Suleyman Aslan from Zafer Caglayan—the former minister of the economy.
- Zafer Çağlayan zaman zaman benim şirketimin banka hesaplarını incelerdi. Zafer Çağlayan'ın bilgisi haricinde hiçbir şey yapamazdım, ondan hiçbir şey saklamadık. Onun bilgisi olmadan hiçbir şey yapmadık.
"I was not going to do anything without his knowledge," Zarrab testifies. "And at the end of the day, we did not hide anything from Zafer Caglayan. We did not do anything without his knowledge."
— Katie Zavadski (@katiezavadski) November 30, 2017
'ZİRAAT BANKASI VE VAKIF BANK DA İLGİLENDİ'
- Ziraat Bankası ve Vakıf Bank da bu yöntemle ilgileniyordu.
Zarrab testifies that Ziraat Bank and Vaqif Bank were interested in getting in on the action.
— Katie Zavadski (@katiezavadski) November 30, 2017
- (Savcı'nın 'O dönem Türkiye başbakanı kimdi?' sorusuna cevaben,) Recep Tayyip Erdoğan.
"And at that time, who was the prime minister of Turkey?"
— Katie Zavadski (@katiezavadski) November 30, 2017
"Recep Tayyip Erdogan," Zarrab says.
'ERDOĞAN VE BABACAN, VAKIF BANK VE ZİRAAT BANKASI'NA BİZİM İÇİN TALİMAT VERDİ'
- Başbakan Erdoğan ve Babacan İranla işlemlere (altın ticareti) yardım edilmesi için Vakıfbank ve Ziraat Bankasına şahsen talimat verdiler.
Reza Zarrab said that Erdogan and Babacan personally instructed two other Turkish banks, Ziraat and Viqaf, to help Zarrab do the Iranian transactions.
— Katie Zavadski (@katiezavadski) November 30, 2017
- Erdoğan ve Babacan'ın bankalara talimat verdiklerini Zafer Çağlayan'dan öğrendim.
More context: Zarrab said that he learned this from Zafer Caglayan https://t.co/S7E8MaRWoq
— Adam Klasfeld (@KlasfeldReports) November 30, 2017
'İRANLILARIN BENİ ARADAN ÇIKARMAK İSTEMELERİNDEN ENDİŞE ETTİM'
- İranlıların ticareti bankalar aracılığı ile direkt transferler yoluyla yürütüp, beni aradan çıkarmak isteyecekleri konusunda endişeliydim, bunun yaşanmaması için de Süleyman Aslan ile çalıştım.
Apparently Zarrab was worried that the Iranians would try to cut him out by getting the banks to make their payments directly. He worked with Suleyman Aslan to make sure that didn't happen.
— Katie Zavadski (@katiezavadski) November 30, 2017
- Tıpkı Sermayeh Bank gibi, şemada çizdiğim üzere, birçok İran bankası Halkbank altında hesaplara sahip.
Zarrab: "Just like Sarmayeh, as I had drawn on the diagram, many Iranian banks have accounts under Halkbank."
— Adam Klasfeld (@KlasfeldReports) November 30, 2017
- Süleyman Aslan'a verilen rüşvet, Zafer Çağlayan'a verilenden daha önemliydi. Çünkü Aslan, nihai denetleyiciydi.
Zarrab testifying that he said bribing Suleyman Aslan was even more important than bribing Zafer Caglayan, bc Aslan was the ultimate gatekeeper.
— Katie Zavadski (@katiezavadski) November 30, 2017
- Zafer Çağlayan'a İran ticaretlerinden %50 ödüyordum. Elde edilen bu karların toplamının hesaplanması gerekiyordu.
Zarrab: I was paying 50 percent … to Zafer Caglayan with regard to the Iranian trade… and the sum of those profits had to be calculated.
— Adam Klasfeld (@KlasfeldReports) November 30, 2017
'ÇOK SAYIDA SAAT SATIN ALDIM'
- (Ödemelerden birinin bir saat satın alımına ilişkin olmasına dair) Birçok saat satın aldım. (Bir diğer ödemede de Süleyman Aslan'ın isminin baş harflerinin karşısında 2 milyon Euroluk ödeme görülüyor.)
One of the payments involves the purchase of a watch. No context given. Zarrab says he bought many watches, and they move on.
— Adam Klasfeld (@KlasfeldReports) November 30, 2017
'BAZEN YANLIŞ KİŞİYE YA DA YANLIŞ MİKTARDA RÜŞVET VERİLİYORDU'
- Çok fazla rüşvet veriliyordu. Bazen yanlış kişiye ya da yanlış miktarda ödeme yapıldığı da oluyordu.
Ah, he's clarifying: Sometimes they misattributed bribes to Aslan as ones they'd paid to Caglayan.
— Katie Zavadski (@katiezavadski) November 30, 2017
But no big deal—Zarrab just paid Caglayan the extra 3 mil from his own account.
'ATİLLA'YA RÜŞVET VERMEDİM'
- Zaten Ekonomi Bakanı'na rüşvet veriyordum, Halkbank'tan birine daha rüşvet verme gereği duymadım. Hakan Atilla da zaten rüşvet istemedi benden.
Zarrab says no—he "absolutely" did not—bribe the defendant.
— Katie Zavadski (@katiezavadski) November 30, 2017
"I was already bribing the Turkish minister of the economy," he explains. "I didn't feel I needed to pay any other" to others at Halkbank.
Atilla also did not request bribes, Zarrab says.
Oturuma verilen öğle arasının ardından ifadesine devam eden Sarraf, İran ticaretine ilişkin Çin'deki faaliyetlerini aktarıyor.
Duruşmayı izleyen gazetecilerin aktarımına göre Sarraf'ın ikinci oturumdaki ifadesinden satırbaşları şöyle:
- Çin'deki işlemler Türkiye'den daha sıkıntılıydı. Çünkü İran'la ilgili işlem yapma konusunda Çinliler endişeliydiler.
Zarrab says that the Chinese transactions had more trouble than in Turkey because they were nervous that the transactions had to do with Iran.
— Adam Klasfeld (@KlasfeldReports) November 30, 2017
'MUAMMER GÜLER'İN OĞLUNDAN YARDIM İSTEDİM'
- Dönemin içişleri bakanı Muammer Güler'in oğlu ve o dönem şirketimde danışmanlık yapan Barış Güler'den yardım istedim. Şahsen tanışıyorduk, telefonla ve whatsapp üzerinden görüştük.
Zarrab says he asked son of minister of interior of that time for help. At that time, minister was Muammer Guler.
— Katie Zavadski (@katiezavadski) November 30, 2017
- Rüçhan Bayar bana, Çin bankasında irtibat kurduğumuz kişinin, 'Halkbank'ta yaptığımız ticaretin aynısını Çin'de yapmamıza kesinlikle izin vermeyeceğini' söyledi. Nihayetinde, Çin'de bu işlemleri Süleyman Aslan'ın dengi bir pozisyonda olan Çinli yetkililere rüşvet vermeden gerçekleştiremeyeceğimiz sonucuna vardık.
— Adam Klasfeld (@KlasfeldReports) November 30, 2017
They came to the conclusions that they would not be able to "pull this off," i.e. Iranian transactions in China, without bribing the Chinese official who's the equivalent of Halkbank general manager Suleyman Aslan, Zarrab said.
— Adam Klasfeld (@KlasfeldReports) November 30, 2017
- Çinliler, bu para ticaretinin İran'la ilgisi olduğunu anladıkları anda durdular.
Basically, a lot of talk about how China was more responsible than Turkey in making sure there was no Iranian cash-gold trade happening.
— Katie Zavadski (@katiezavadski) November 30, 2017
"As soon as they understood the money trade had something to do with Iran, they stopped it," Zarrab testifies.
- Aldığımız paranın karşılığı kadar altın ihraç etmemiz gerekiyordu. Eğer isterlerse şema üzerinde gösterebilirim.
ZARRAB: "We had to do the gold export equivalent to the amount that we received in the money. I can show it on the drawing if they want."
— Adam Klasfeld (@KlasfeldReports) November 30, 2017
Judge says no to the art show, for now. Testimony continues.
Sarraf'ın çizimle ifadesine devam etme teklifi yargıç tarafından reddedildi. Ardından, Levent Balkan ve Sarraf arasında geçtiği iddia edilen HSBC işlemlerini tarif eden telefon görüşmesi kayıtları okundu. Sarraf, HSBC işlemlerinin İran ticaretiyle ilgili olmadığını belirtti.
'ÖNEMLİ KONULARI ASLAN'LA WHATSAPP ÜZERİNDEN YAZIŞTIK'
Yargıç, Sarraf'a "Süleyman Aslan'la Whatsapp üzerinden neleri konuşuyordunuz?" sorusunu yöneltti. Sarraf, "Genel olarak, hassas konuları, özel konuları ve önemli konuları WhatsApp üzerinden yazışıyorduk" yanıtını verdi.
Q: What did you use WhatsApp to communicate with Suleyman Aslan about?
— Adam Klasfeld (@KlasfeldReports) November 30, 2017
ZARRAB: Generally, we were writing on WhatsApp the sensitive subjects, the private subjects and the important subjects.
Savcı Sarraf ve Hakan Atilla arasında geçtiği iddia edilen İran işlemlerine dair bir ses kaydına değinmek istedi. Türkçe ses kaydı, duruşma salonunda oynatılarak çevirisi kanıt dosyasına eklendi.
Finally, back to the defendant: Prosecutors want to introduce an alleged conversation between Zarrab and Atilla over Iran transactions. The audio recording.
— Adam Klasfeld (@KlasfeldReports) November 30, 2017
Translated transcript comes into evidence.
— Adam Klasfeld (@KlasfeldReports) November 30, 2017
Ardından Sarraf, ses kaydında Atilla'nın İran'dan gönderilen meblağ ve bu meblağları gönderen şirketlerin ortaklık yapısı belgelerinin Halkbank'a gönderilmesi gerektiğinden bahsettiğini söyledi. Savunma avukatı itiraz etti; konunun hissedar meselesi olduğunu söyledi.
Zarrab says Atilla was talking about "the amounts being sent from Iran and the partnership structure documents pertaining to these companies that are sending these amounts should be sent to Halkbank."
— Adam Klasfeld (@KlasfeldReports) November 30, 2017
Defense objects to translation, says it's a "shareholder" issue.
'ASLAN, ALTIN TİCARETİNİN SONA ERECEĞİ KONUSUNDA SARRAF'I UYARDI'
Savcı, Süleyman Arslan’dan Sarraf'a gelen bir mesajı yeni bir kanıt olarak mahkemeye sundu. Mesajda Aslan'ın, 'altın ticaretinin sona ereceği' konusunda bir uyarı yaptığı, "Gıda, ilaç ve benzer mallara yönelik devasa bir talep var" dediği belirtildi.
Prosecutor moves to admit a new piece of evidence: A message from Suleyman Aslan.
— Adam Klasfeld (@KlasfeldReports) November 30, 2017
Warning that the gold trade will be coming to an end, Alsan notes: “There’s a huge demand in food, medicine and similar commodities,” according to the evidence.
— Adam Klasfeld (@KlasfeldReports) November 30, 2017
'YENİ BİR YÖNTEM BULMAMIZ GEREKİYORDU'
İran'la altın ticaretinin sonlandırılması sürecine ilişkin ise Sarraf şunları söyledi:
- ABD'nin, İran ile altın ticareti konusunda tutumunu sertleştirdiği dönemde, Aslan ile birlikte işlemleri 'gıda ticareti' olarak gösterme seçeneğini değerlendirdik. ("Bu durumda ne yapmak zorunda kaldınız?" sorusuna cevaben,) Nisan 2013'ten itibaren yeni bir yöntem, yeni bir sistem bulmamız gerekiyordu.
Once the U.S. cracked down on gold trade: Zarrab and Suleyman Aslan supposedly switched to talking about how the transactions could be disguised as food trade.
— Katie Zavadski (@katiezavadski) November 30, 2017
Reza Zarrab is testifying about the end of the gold trade.
— Katie Zavadski (@katiezavadski) November 30, 2017
Q: So what were you going to have to do?
A: We're going to have to find a new method and a new system, starting April 2013.
Savcı, mahkemeye Sarraf ile Abdullah Happani arasında geçen bir telefon görüşmesi dökümünü kanıt olarak sunmayı talep etti.
Prosecutor wants to add another phone conversation transcript into evidence: between Zarrab and Abdullah Happani.
— Adam Klasfeld (@KlasfeldReports) November 30, 2017
Sarraf, ifadesine şöyle devam etti:
- Halkbank 'Gıda ticareti işlemlerine başlayın' dediği için, Happani'ye 'Gıda ticareti işlemlerine başlamamız lazım' dedim.
"Halkbank is saying, start on food, so I'm telling [Happani], we need to start on food," Zarrab says, further implicating Halkbank.
— Katie Zavadski (@katiezavadski) November 30, 2017
Sarraf ile Süleyman Aslan arasında geçen bir WhatsApp yazışmasında Sarraf'ın, "Sayın Genel Müdürüm, gıda işini bugün başlattım" dediği mahkeme salonunda aktarıldı. Sarraf konuya ilişkin, "Yani, gıda ticaretini başlatmış olduk" ifadelerini kullandı.
WhatsApp message between Zarrab and Suleyman Aslan: “My dear general manager, I started food today.” “In other words, the food trade has started,” Zarrab adds separately.
— Adam Klasfeld (@KlasfeldReports) November 30, 2017
'GIDA TİCARETİ KAĞIT ÜZERİNDE BAŞLADI FAKAT FİİLİ OLARAK GIDA GÖNDERİLMEDİ'
Öte yandan Sarraf, gıda ticaretinin kağıt üzerinde başladığını ancak fiili olarak gıda gönderilmediğini söyledi.
OK, messages from Zarrab to Suleyman Aslan on Whatsapp:
— Katie Zavadski (@katiezavadski) November 30, 2017
"My dear General Manager, I started food today." In other words, the food trade has started.
But Zarrab says he hadn't actually shipped food.
'GIDA İŞİ ALTIN İŞİNDEN BİRAZ FARKLI'
Duruşmada dinlenilen telefon kaydında Sarraf'ın "Gıda işi, altın işinden biraz farklı" dediği duyulurken, şu ifadeleri kasdettiği belirtildi: "Hakan Atilla, Süleyman Aslan'la yaptığım görüşme sonrasında gıda ticaretinin başlatılacağını biliyordu. Ancak ben Atilla'ya, gıda ticaretinin daha farklı yapılacağını anlatmaya çalışıyordum."
"Food is a little different than gold," Zarrab said in the taped conversation.
— Katie Zavadski (@katiezavadski) November 30, 2017
He meant: "Mr Hakan knew, as a result of my meeting with Mr. Suleyman, that the food trade would be started. However, I'm trying to explain to Atilla that the food trade would be different"
'ATİLLA'YA FİİLİ OLARAK BİR TİCARET YAPILMAYACAĞINI ANLATMAYA ÇALIŞTIM'
Sarraf Atilla'nın, fiili olarak bir ticaret yapılmayacağından haberdar olmadığını belirterek, görüşmede bunu anlatmaya çalıştığını kaydetti. Sarraf görüşmede, "Fiili olarak herhangi bir mal gönderilmeyeceği söyleniyor. Zaten bu işi akreditif mektubuyla yapmamızın da imkanı yoktu" ifadelerini kullanıyor.
"It says there would be no actual goods being sent. There's no way we could've done this through a letter of credit anyway."
— Katie Zavadski (@katiezavadski) November 30, 2017
ATİLLA'DAN SARRAF'A: BU YAPI BENİM DÜŞÜNDÜĞÜM GİBİ DEĞİL
Sarraf'ın bu ifadelerine ise görüşme kayıtlarına göre Atilla'nın cevabının şöyle olduğu ileri sürülüyor: "Bunu bir inceleyeyim Reza Bey, dürüst olmak gerekirse bu yapı benim düşündüğüm gibi değil."
"Let me look into that, Mr. Reza. I mean, the structure is not what I would have thought, to be honest," Atilla supposedly says in the phone call.
— Katie Zavadski (@katiezavadski) November 30, 2017
'ASLAN'A ATİLLA'NIN KONUYU TAM OLARAK ANLAMADIĞINI SÖYLEDİM'
Duruşmada dinlenilen ses kaydının ardından Sarraf şöyle konuştu:
- Gittim, Süleyman Aslan'a, Hakan Atilla ile konuştuğumu ve Atilla'nın konuyu tam olarak anlamadığını söyledim. Aslan'ın bu işlemlerin önünü açılması için talimat verdiğini düşünüyorum.
"I went and I told Mr. Suleyman that I talked to Mr. Hakan, and that Mr. Hakan did not understand the matter completely," Zarrab testifies
— Katie Zavadski (@katiezavadski) November 30, 2017
tbh, this all seems like good news for Atilla?
Zarrab says he thinks Suleyman Aslan gave orders to clear the way for the transactions anyway.
— Katie Zavadski (@katiezavadski) November 30, 2017
Ardından duruşmada, Happani ile Sarrad arasında geçtiği ileri sürülen başka bir telefon görüşmesi dinletildi. Görüşmede Sarraf'ın, Süleyman Aslan ile yaptığı görüşmenin özetini Happani'ye aktardığı, Ahmet Alacacı'nın hesaplarını kapatmaktan bahsedildiği belirtildi.
They're talking about shutting down Ahmet Alacaci's account. He's the individual who told Zarrab about the gold trade possibilities.
— Katie Zavadski (@katiezavadski) November 30, 2017
But by the time of this call, they're competitors.
"Initially I was using his companies, and later on he began to do his own trade w Iran."
Görüşmede Sarraf'ın şu ifadeleri kullandığı belirtildi:
- Başta onun şirketlerini kullanıyordum, sonra o da İran'la kendi ticaret işine başladı. Bu nedenle, Süleyman Aslan ile, Alacacı'nın hesaplarının kapatılması mevzusunu görüştüm.
'HAKAN ATİLLA BU KONUDAN HABERDAR DEĞİLDİ, SORUNU ASLAN ÇÖZDÜ'
- Daha önce dediğim gibi, Hakan Atilla bu konudan haberdar değildi. […] Ben de konuyu Süleyman Aslan ile görüştüm ve çözdüm.
In phone call, Zarrab boasts about removing a roadblock.
— Katie Zavadski (@katiezavadski) November 30, 2017
"Just as I had explained earlier, Mr. Hakan Atilla did not know about this matter. […] So I approached Mr. Suleyman about this matter and came to a solution."
- Ahmet Alacacı benim kârımın bir kısmını Zafer Çağlayan'a verdiğimi ve maliyetlerimin onunkinden yüksek olduğunu biliyordu, ve kendisi kimseye bir ödeme yapmadığından, bizimkinden çok daha düşük bir fiyat veriyordu piyasaya.
"Ahmet Alacaci knew that I was giving a share of the profit to Zafer Caglayan, and he knew that my costs were higher than his, and since he wasn't making any payments to anybody […] he was putting a price out there on the market that was much lower than ours."
— Katie Zavadski (@katiezavadski) November 30, 2017
- Süleyman Aslan, benim yanımda Atilla'yı aradı ve işini halledeceğini söyledi.
Zarrab says that Suleyman Aslan called Atilla in his presence, and told him that he will do his job.
— Katie Zavadski (@katiezavadski) November 30, 2017
Again, all of Zarrab's testimony just makes Atilla sound like a pawn in a larger scheme. A far cry from the "mastermind" prosecutors made him out to be.
Sarraf ile Hakan adında, Atilla'dan farklı bir Halkbank çalışanı arasındaki bir telefon görüşmesinin dökümü mahkeme huzuruna sunuldu.
Another transcript, w a diff Halkbank employee, also named Hakan, and Zarrab.
— Katie Zavadski (@katiezavadski) November 30, 2017
YARGIÇ BERMAN: HAMAMA GİREN TERLER
Duruşmanın son kısmında Yargıç Berman'ın "Hamama giren terler" şeklinde bir ifade kullandığı bildirildi.
"When you go to the Turkish bath, you're gonna sweat," Judge Richard Berman jokes.
— Katie Zavadski (@katiezavadski) November 30, 2017
Yargıç Berman, yarınki oturumun yarım gün süreceğini açıkladı. Buna göre yarınki oturum, TSİ 17:30'da başlayacak ve 22:00'da sona erecek.