Yetkin'in "Zarrab konuştukça Türkiye utanıyor" başlıklı yazısından bir kısım şöyle:
"Zarrab’ı daha dün gibi “Türk devletinin projesi” diye, “vatansever” diye sahiplenenler, savunanlardan bazıları daha şimdiden “Zaten baştan CIA ajanı idi” demeye başlamış durumdadır; yarın başka bir örgütün ajanı ilan ederler ve “bizi kandırmış” derlerse şaşmamak gerekir.
Belki şaşırmamak gerekir ama utanmak gerekir.
Ve sorumuz hala geçerli: Kim bu Zarrrab ve benzerlerini Türkiye’de sisteme kim davet etti? Zarrab’ı sisteme dahil ederken, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın geçenlerde tepki gösterdiği üzere “Beyefendi böyle istiyor” diyen olmuş muydu? Bu şaibeli işlere neden girildi?
Bir de iç siyaset notu verelim. Hayır, Meclis’te dün gece çıkan Zarrab kavgasından söz etmeyeceğim.
Bence haksızlık ediyorlar. Kılıçdaroğlu’nun iddialarını ortaya atmaktaki zamanlaması hükümetin dün Zarrab konusundansa bu iddiaları yalanlama konusunu öne çıkarmasına imkân tanıdı. Bu açıdan belki de Kılıçdaroğlu’na teşekkür etmeleri gerekir.
Ama o bizim işimiz değil. Bizim işimiz Türkiye’deki mahkemelerin görmesi gereken işleri Amerikan mahkemesine bırakarak, Zarrab ve onun gibilerin ağzına nasıl sakız olduğumuzu içimiz ezilerek de olsa yazmaya, aktarmaya çalışmak.
Son durum budur."