Kılıçdaroğlu'nun, 'Nereye gitti bu 30 milyar dolar?' sorusuna AK Parti'den yanıt: Bunun her türlü cetveli bellidir

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Suriyelilere 30 milyar dolar harcandığını ifade ettiğini kaydetti. Kılıçdaroğlu, "Nereye gitti bu 30 milyar dolar? Bunun cevabı henüz verilmiş değil" dedi.

İNSANİ YARDIM YAPTIK, CETVELİ BELLİDİR

Kılıçdaroğlu'na yanıt TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde kurulan Mülteci Hakları Alt Komisyonu Başkanı AK Antalya Milletvekili Atay Uslu'dan geldi. TBMM'de konuşan Uslu, Türkiye'nin şu ana kadar sığınmacılar için 30 milyar dolar insani yardımda bulunduğunu ifade etti. Bunun içinde devlet kurumları, sivil toplum kuruluşları, yerel yönetimler olduğunu belirten Uslu, "Topyekün bir para harcandı. Bu paranın 500 milyon doları BM'den geldi. AB, Suriyeliler için kullanılmak üzere bu yılın sonuna kadar 3 milyar, gelecek yılın sonuna kadar 3 milyar avro insani destekte bulunacaktı. Onun da sadece 850 milyon avrosu geldi" dedi.

AB'de sığınmacı başına günlük harcanan paranın 40 avro olduğuna işaret eden Uslu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Avrupa şartlarında 3 milyon sığınmacı Avrupa'da yaşasaydı 190 milyar avro para harcaması gerekiyordu. Dolara çevirirsek 250 milyar dolar olması gerekir. Biz diyoruz ki 30 milyar dolar harcandı. Yani Avrupa'dan çok daha az bir para harcandı. Bu kadar parayı harcadınız mı, harcamadınız mı, nereye harcadınız gibi şeyler soruyorlar. Bunlar sayı saymayı bilmeyenler, insani ihtiyaçları bilmeyenlerin söylediği ifadelerdir. Biz 30 milyar dolar insani yardım yaptık, bunun her türlü cetveli bellidir."

MÜLTECİLERİ CEZAEVİNE YERLEŞTİREN İSPANYA'YA TEPKİ

AK Partili Uslu, Avrupa'nın mültecilere yönelik tutumunu da değerlendirdi. İspanya'nın, yaklaşık 500 mülteciyi "barındıracak yer olmadığı" gerekçesiyle cezaevine yerleştirmesini eleştiren Uslu, İspanya'nın kararına karşı uluslararası kuruluşlardan ve Birleşmiş Milletlerden bir tepki gelmediğini söyledi. Uslu, Cenevre Sözleşmesine göre mülteciler konusunda açık kapı politikası uygulanması gerektiğini, ancak Avrupa ülkelerinin kendi yazdığı sözleşme hükümlerine aykırı hareket ettiğini vurguladı. İspanya'nın yaptığı işlemin mülteci hakları açısından çok olumsuz bir olay olduğunu vurgulayan Uslu, "Çünkü mültecilik bir suç değildir, göçmek bir suç değildir, sığınmak suç değildir ve cezaevlerine ancak suçlular konur. Mültecilerin oraya konulması mülteciler suçluymuş gibi bir algı oluşmasına sebep oldu" dedi.

DÜNYA BİZİ ALKIŞLIYOR, BİZ DE DÜNYAYI ALKIŞLAMAK İSTİYORUZ

Göçün durdurulması gereken değil, doğru yönetilmesi gereken bir süreç olduğunu anlatan Uslu, "Hem Avrupa hem de Amerika göçlerle kurulmuştur. Türkiye, bu anlamda çok başarılı sınav veriyor. Şu anda 3 milyon 300 bin mülteciyi ülkemizde misafir ediyoruz. Avrupa medeniyetinin iki yüzlülüğünden farklı olarak biz tarihi, hukuki, vicdani sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz. Dünya bizi alkışlıyor, biz de dünyayı alkışlamak istiyoruz bu konuda. Dünya da artık gelsin külfet paylaşımında bulunsun" diye konuştu.

Avrupa ülkelerinin mültecilerden korunmak için sınırlarına duvarlar örmek ve tel örgüler çekmek için harcadığı parayı kaynak ülkelerdeki sorunları çözmek için harcaması gerektiğini belirten Uslu, kaynak ülkelerdeki sorunların çözümü halinde mülteci sorununun da ortadan kalkacağını dile getirdi.

SURİYELİLER ‘OBEZ' DİYEN ÖZDAĞ'A TEPKİ: NEFRETİ KÖRÜKLEYEN BİR DİL

AK Partili Atay Uslu, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ümit Özdağ'ın, Twitter'dan yaptığı, "50 bine yakın Türk vatandaşı resmen aç, 1 milyon 250 bini de açlık sınırının altında yaşarken Türkiye'deki Suriyelilerin yüzde 32.5'sı fazla kilolu, yüzde 27,7'si obez" şeklindeki paylaşımına da tepki gösterdi. Uslu, bu tür dilin kesinlikle yanlış olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

"Nefreti körükleyen, kini, ötekileştirmeyi artıran bir dildir. Bunu siyasetçilere yakıştıramıyorum. Bu kin ve düşmanlığı artıracak bir tutumdur. Nefret dili ve söylemidir. Bu vicdani ve insani bir dil değildir. Bu merhametten nasibi olmayanların kullanabileceği bir dildir. Ben yakıştıramıyorum, bu bizim medeniyetimize de siyaset anlayışımıza da insanlığımıza da yakışmayan bir dil diye düşünüyorum. Onlar Türkiye'ye gelecekler biz onlara azami anlamda insanlığımızı yapacağız, asgari ihtiyaçlarını karşılayacağız. İnşallah o bölgede savaş bittiği zaman da geri ülkelerine dönecekler. Nitekim Fırat Kalkanı harekatı sonrasında oluşturduğumuz bölgeye bugün 100 binden fazla Suriyeli geri döndü. Geri dönüşleriyle ilgili de süreleri biz takip ediyoruz. İnşallah orada barış ortaya çıktıkça adım adım onlar ülkelerine dönecekler. Tekrar söylüyorum bu dil Avrupa'da yükselen bir dildir, bir kaos dilidir, siyasette bundan medet umarak sonuca gidilemez. Bu topluma da millete de insanlığa da zarar verecek bir dildir."