'HDP GEÇMİŞTE YÜZDE 10 BARAJINI BAĞIMSIZ ADAYLARLA AŞTI'
“İttifak yasaya göre mümkün müdür, değil midir?” tartışmaları geride kaldı. Bunu yasal zemine oturtmakta yarar var. İttifak yapacak siyasi partilerin tüzel kişilikleri ve partilere verilen oylar görülmeli. Şu A partisi, bu B partisi, C ittifak partisi. İttifakın altına, ittifakı oluşturan F ve E partileri konulmalı. İttifaka mühür vuracaksınız ama ittifakı oluşturan E partisinin mührünü de vurmanız lazım. O zaman E ile F’nin mühürleri toplamı C’yi oluşturur. C’nin çıkaracağı milletvekilinin kendi arasındaki dağılımı da E ve F partilerinin milletvekili sayısı olur. Dolayısıyla onlar da Meclis’te temsil edilir. Eğer barajı aşarsa Hazine’den yardım alma durumu da olur. Bunlar tartışılsın diye söylüyoruz. Çünkü geçmiş dönemde biz bunları yaptık.
Yüzde 10 barajını, HDP ve ondan evvelki parti, bağımsız adaylar zincirlemesiyle aştı. Bağımsız adayları seçti, Meclis’e geldi. Bu deneyimlerden Türk siyaseti bir sonuç çıkarmalı, istikrar sağlamalı. Siyasi partilerin Meclis’te temsil edilmelerine imkân verilmeli.
Eğer Türkiye’de 17-25 Aralık kapsamında bir suç işlenmiş veya işlenilmiş suça iştirak edilmiş ise bu ülkemizi ilgilendiren bir konudur. ABD kendi hükümranlık alanında işlenmemiş suç için dava açma yetkisini kendisinde nasıl görüyor? Böyle bir hakkı yok. ABD’ye ben olsam 50 nota verirdim. Senfoni olurdu, o notalarla. ABD’yi bu kadar haklı görmek doğru değil.
12 Eylül öncesinde 'Go Home' (Defol) diye çığırtkanlık yapanlar, şimdi ABD’ye 'Come in' (Gel) diyorlar. Bu çok yanlış. Sol gelenekle hiç bağdaşmayan bir değerlendirme bu. Her konuda ABD’yi haklı gösterip ABD aracılığıyla Türkiye’ye ve Türk hükümetine, Türk milletine baskı yapmaya heveslenmek doğru bir şey değil.