"Ev Hanımı Meral Akşener biraz attaya gitti. Ben diplomalı bir aşçıyım. Çok seviyorum evimi. Yengeç burcuyum. Yemek pişirmeyi ve yemek yapmayı çok severim. Hep kendim yaptım. Fakat şu süreçte biraz zorlandım. Ankara'da ev tuttuk akşam yemeğini ben yapıyorum. Ama biraz daha uydur kaydır oluyor. Çalışan kadınlar bilir onu. Ne bileyim bir köfte yemeği yapacaksanız İzmir köftesi falan filan envayi çeşidi var. Ne oluyor patatesi doğruyorsunuz köfteleri koyuyorsunuz domates ve biberle birlikte doğru fırına. Böyle bir sisteme doğru dönüldü. Ankara'da bir Köroğlu bir ayvazız biz. Yani eşimle beraber. Oğlum, gelinim, torunum İstanbul'da. Ama mutlaka haftada bir gün torun ile vakit geçiriyoruz. Çünkü çok özlüyorum ben. Dehşet bir şey. Allah herkese nasip etsin inanılmaz. Çok iyi aramız torunla. Bazen televizyonda beni gördüğü zaman da 'aa babaannem' diyormuş. Konuşurken herhalde ağız burun kaydığı için o şekilde gördüğünde 'üzüldü üzüldü' diyormuş."
Meral Akşener'den Yeniçağ'a çarpıcı açıklamalar https://t.co/5RNfQqugRy
— ahmet takan (@ahmethtakan) 22 Kasım 2017
Peki Tuncer Bey durumdan şikayetçi mi?
Döndürüp söylüyorum ama anlatmam mümkün değil. Bir diğeri de benim için acı olan 19 Haziran kongresinden sonra Devlet Bey'in takımından onu destekleyen bir kişi torunumun gayrimeşru olduğunu yazdı ben bu kişiyi mahkemeye verdim. Kim olduğunu biliyorum. Kimin yakını olduğunu biliyorum. Hangi bilgisayardan yazıldığını da biliyorum. Ama hukuk şöyle işlemedi. Tayyip Bey bu işlere çok önem verir devri iktidarında, bana kocasını aldattı dendi torunum o zaman bir yaşındaydı gayrimeşru dendi ve hepsini mahkemeye verdim. En acısı şu IP bulamadılar. Bu mahkeme sonucunu zaman aşımı bürosuna gönderdiler. Bütün bunlar 'ölsem geriye dönmem'e sebep olan işlerdir. Yani hukuk bu kadar önemli. Nurettin Veren denen bir şahıs var. Mesela ben onu sahtekârlıktan mahkemeye verdim. Hâkimler doğru söylediğimi bildikleri için normalde sahtekârlıktan mahkemeye verdiğiniz için gelip sizin kriminal büroda imzanızın alınması lazım. O belgenin resmi belge olmadığını iddia ederek takipsizlik verildi. Ama imzam alınmadı. Şimdi böyle bir hukuk düzeninde yaşıyoruz. Onun için bütün bunlar insanın iradesini çok güçlendiriyor.
Mesela çok samimi bir şey söyleyeyim, her kadında var olan bir endişe hastalığı vardır. Çoluğunuz çocuğunuz ile ilgili kaygı duyarsınız. Kadınlarda daha ağırlıklıdır. Ben o duygularımı kaybettim. Samimiyetle söylüyorum cesaret falan değil bu dediğim o kadar ağır gelmiş ki ölüm mölüm hava gazı yani yanında. Buradan duyururum yani o kadar net. Bir de çok açık bir sistemde götürüyorum her şeyi. Mesela utanmadan Sayın Bahçeli —bu Türkiye'yi yöneten lider kılıklı kişilerin ne kadar dedikodu yaptığını gördüm- benim Mehmet Cengiz'den 5 milyon dolar aldığımı başkanlık divanında anlattı. Ben bunu deşifre ettikten sonra ben Mehmet Cengiz ile hayatımda tanışmadım o kişiye de bir hakaret bana da bir hakaret ama bakın bugün Meral Akşener'in kimseden para almadığı ortaya çıktı. İşte partimizi kurduk. İmece usulü kurduk. Şimdi bağışlar başladı ve öyle götürüyoruz. Her şey açık şeffaf. Onun için başa dönüyoruz bu mücadele hukuk için kadınlar için. Bakın AK Parti'yi kadınlar iktidara getirdi. İYİ Parti ise kadınları iktidara getirecek. Onun için ev kadını da olsanız iş kadını da olsanız esasında dediğim gibi kadınlara haksızlık yapmayın. Adamlara duyurulur."