Ancak asıl amacın, Amerikan güçlerinin çekilmesiyle Suriye'nin tamamının Esad'ın kontrolüne geçmesi ve bunun İran adına yeni kazanım oluşturmasını engellemek için Suriye'nin kuzeyinde Kürtlerin hakim olduğu bölgede ayrı bir yönetim kurmak olduğu belirtildi. Haberi kaleme alan Karen DeYoung ile Liz Sly, ABD'li yetkililerin şu sözlerini aktardı: ABD yönetimi, (YPG'nin omurgasını oluşturduğu) Demokratik Suriye Güçleri'ni (DSG) eğitip desteklediği kuzey bölgesinde Amerikan askeri varlığını korumayı ve Esad hükümetinden ayrı, yeni bir yerel yönetim kurmayı planlıyor. Gazeteye konuşan ABD'li yetkililere göre, ucu açık Amerikan askeri varlığı, burada yaşayan toplulukların, yerel bir hükümetin şemsiyesi altında istikrara kavuşmasına yardımcı olacak.
ABD Savunma Bakanı James Mattis, geçen hafta diplomatik çözüm için koşullar oluşuncaya dek Suriye'den çıkmayacaklarını söyledi. Amerikan medyası, ABD Özel Operasyonlar Kuvveti'nin IŞİD'le savaşan görev gücünü yöneten Tümgeneral James Jarrard'ın, ekimde Bağdat'tan verdiği bir video brifingde, Suriye'de sahada 4 bin civarında Amerikan askeri olduğunu dile getirdiğini haber yaptı. Jarrard'ın, derhal sözlerini düzeltip Suriye'de sadece 503 ABD askeri olduğunu ifade ettiği aktarıldı.
Bunun üzerine Sputnik'in görüşlerini aldığı ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü Binbaşı Adrian Rankine-Galloway, sayım prosedürleri nedeniyle Kuvvetler Düzeyi İdaresi rakamları içinde bazı personelin sayılmadığını belirtti. Rankine-Galloway, bunların sözleşmeli personel, bakanlığın muharebe destek kurumlarına bağlı olarak geçici görevli personel ve diğer Amerikan kurumlarını ya da belli hassas görevleri destekleyen askeri personel olduğunu söyledi.
Washington Post'un haberini Facebook hesabından değerlendiren Rusya parlamentosunun üst kanadı Federasyon Konseyi'nin Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Konstantin Kosaçev, ABD'nin Suriye'den çıkmayıp burada kontrolü altında bir bölge oluşturmayı planlamasının tesadüf olmadığını belirtti. Washington'un Suriye'yi parçalama girişimi üzerinden garantör ülkeler Rusya, Türkiye ve İran'la pazarlık yaptığını söyleyen Kosaçev, "ABD'li 'hükümete bağlı' basın kuruluşlarında çıkan haberler elbette tesadüf değil. Bu gelişme, oyunun sonuna gelindiğinin kanıtı. Birçok kişi, finalde Suriye'deki siyasi sürece nüfuz edebileceği avantajlı bir konum elde etmek için birbiriyle yarışıyor" dedi.
'ABD, TRENİN SON VAGONUNA YETİŞMEYE ÇALIŞIYOR'
Soçi'de dün yapılan Rusya, Türkiye, İran zirvesiyle ABD'nin 'Suriye trenini' kaçırdığının görüldüğünün, Washington'un trenin son vagonuna yetişmeye çalıştığının altını çizen Kosaçev, ABD'nin son vagona yetişmek için kullanabileceği tek yol olan 'Suriye'yi bölme' yoluna başvurduğunu ve Suriye topraklarındaki gayrimeşru varlıklarını artırma girişiminde bulunduğunu vurguladı. Rus senatör yorumunun sonunda şunları söyledi: "Bu tehditlerin ne kadar gerçekçi olduğunu zaman gösterecek. Mevcut ABD politikasının bölgedeki zigzagları öngörülemiyor ve bu politikanın İran'ı zayıflatma dışındaki amaçları belirsiz."