Mercier hem Rusya’nın hem de Çin’in kuvvetlerini düzenlemek ve modernize etmek için bir dizi önemli hamle yaptığını ve NATO’nun huzurunu kaçırdığını ifade etti.
Çin’in büyüyen küresel güç stratejisinin temeli olan savunma harcamalarını yükseltmekte ekonomik gücünü kullandığını vurgulayan NATO’nun Fransız komutanı, Hindistan’ın da benzer bir yol izlediğini ve orta vadede kıyaslanabilir bir güce ulaşabileceğini söyledi. Mercier, Rusya’nın da yeniden büyük bir güç olma arzusuyla ortaya çıktığını ve eski Sovyet alanındaki mevcut düzene meydan okuduğunu belirtti.
Mercier’nin açıklamaları, mevcut uluslararası politika eğilimlerini NATO’nun 2035 yılına kadar uzanacak stratejisini şekillendirmek amacıyla analiz ettiği belirtilen ve geçen ay yayımlanan ‘stratejik öngörü’ raporunun ardından geldi. Rapor, 2013 ve 2015 yıllarındaki benzer raporların yayımlanmasından bu yana ‘dünyadaki en önemli değişimlerden birinin büyük bir çatışma riskinin artışı’ olduğunu ileri sürüyor. Newsweek, NATO’nun bu riskten ötürü Doğu Avrupa’da yeniden ortaya çıkan Rusya’yı ve politik sonuçlara ulaşmak için Güney Çin Denizi’nde çeşitli enstrümanlar kullanan ‘daha iddialı Çin’i’ suçladığını belirtti.
Raporda “Güç, Batı’dan Asya’ya doğru kaydıkça, Batı’nın gündemi küresel ölçekte etkileme becerisinin azalması bekleniyor” ifadeleri yer alıyor.
ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford, Eylül 2017’de Senato Silahlı Kuvvetler Komitesi’ne yaptığı açıklamada Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’ni aciliyet bakımından, Rusya’yı ise kapsamlı askeri kabiliyet nedeniyle öncelikli tehditler olarak değerlendirdiğini, Çin’in ise 2025 yılına kadar ABD için en büyük tehlike olmasını beklediğini söylemişti.
Newsweek, Pekin yönetiminin Asya, Afrika, Avrupa ve Orta Doğu’da ticaret rotaları kurma girişimini koruyabilecek ve aynı zamanda Pasifik’teki ABD varlığına karşı koyabilecek bir kuvvet oluşturmak amacıyla orduda hızlı bir reform sürecine imza attığını anımsattı.
Tom O’Connor imzalı haberde, ‘Orta Doğu’da ABD’nin gücünü kırarak çoktan yerine geçmeye başlayan ve etkisini Avrupa’ya kadar genişleten Rusya’nın askeri yükselişinin Batı’nın çıkarlarına karşı bilhassa bir meydan okuma olarak görüldüğü’ belirtildi.