'O, ÜLKESİNİN GÜZELLİKLERİ İÇİN KAVGA VERMİŞ BİR İNSANDI'
Ahmet Kaya'nın, Anadolu topraklarının yetiştirdiği 'yüreği büyük, gönlü zengin, yetenekli sanatçılarından bir tanesi' olduğunu vurgulayan Kalın, şöyle devam etti: "Tabii burada hüzünlü bir gurbet hikayesi var. Zira ülkesini, vatanını, toprağını, o toprağının taşını, suyunu, güneşini, rüzgarını bu kadar seven bir insanın ahir ömründe yurt dışında vefat etmesi aslında çok hazin bir hikaye. Bizde gurbet kelimesi ile gariban kelimesi, garip kelimesi aynı kökten gelir. Gurbette olmak garibanlıktır. Aslında bu dünyada olmak da gurbette olmak gibi birşeydir ama Ahmet Kaya'nın yaşadığı 'gurbette gurbet' gibi birşey oldu. Tabii unutulup gitmek, terk edilip gitmek Ahmet Kaya'ya yakışan bir tutum değildi. O hep ülkesinin güzellikleri için mücadele etmiş, kavga vermiş bir insandı. O yüzden ömrü boyunca 'acılara tutunarak yaşamayı' öğrendi. 'Saçlarına yıldız düşmüş, koparma anne' dediğinde o aslında bütün anaların yüreğinde taht kuran bir evladı ifade ediyordu, onun duygularını ifade ediyordu."
'HER ZAMAN HAKKIN, HAKLININ YANINDA OLDU'
"Tabii yıllar geçti vefatının üzerinden, özlüyoruz." diyen Kalın, kendisinin de halk müziği ile ilgilenen birisi olarak, Ahmet Kaya'nın eserlerini, yorumlarını dinlediğini, çaldığını ve söylediğini ifade etti.
'NE MUTLU ONA Kİ, BUGÜN ÇOK SEVDİĞİ ÜLKESİ ONU HAYIRLA YAD EDİYOR'
"Ne mutlu ona ki, çok sevdiği ülkesinden uzakta vefat etmiş olmasına rağmen bugün ülkesi onu hayırla yad ediyor." ifadesini kullanan Kalın, şunları söyledi: "Şurada mezarının üzerine de yazmışlar. 'Hoşçakal sevgili ülkem' diye. Giderken de bu duyguyla gittiğine inanıyorum. Hayatı boyunca da hep bu duyguyla yaşadı. Ülkesini gerçekten seven bir insan olarak. Tekrar Allah rahmet eylesin. Kendisini tekrar hayırla rahmetle, hasretle yad ediyorum."
'O GÜNLERDEN BUGÜNLERE ÇOK ŞEY DEĞİŞTİ'
Ziyarette Kalın'a, Türkiye'nin Paris Büyükelçisi İsmail Hakkı Musa da eşlik etti.