Kahraman'a yönelik sözlerinin hiçbir yerinde hakaret olmadığını savunan İYİ Parti lideri, şöyle devam etti: "Kendisi 13 Temmuz tarihinde de TBMM resmi sayfasında iddiaları reddetmemekle birlikte, masum bir teşbih olduğunu söyleyerek, beni FETÖ'cülükle itham etmiştir. Bu ifade masum bir teşbih olarak kabul edilemez. Ben kendisine kamu görevlisi olmasından dolayı hakaret etmiş değilim. Kendisi beni ‘Mal bulmuş magribi gibi ucuz ve seviyesizlikle, cahil ve art niyetli olmakla, FETÖ terör örgütünü kastederek taşeronluğa teşne müflis bir siyasetçi olmakla’ itham etmiştir. Ben de kendisinden şikayetçi oldum. Hakkımda 14. Asliye Hukuk Mahkemesinde 50 bin liralık tazminat davası açtı. Biz de karşı dava olarak 1 Liralık dava açtık."
İki deneyimli siyasetçi arasındaki polemik, Akşener'in hakkındaki duyumu açıklamasıyla başladı.
Akşener, Ramazan ayındaki bir iftar programında kendisine hakaret ettiğini belirttiği TBMM Başkanı İsmail Kahraman'a, sosyal medya hesabından da yayınladığı bir mektup göndermişti. Akşener, söz konusu mektupta, "İstanbul'da İş Dünyası Vakfı'nca verilen iftarda, bir grup ortak tanıdıklarımızın olduğu iftar masasında yapılan sohbet esnasında, adımın geçmesi üzerine 'Şu Meral Kılıçdaroğlu mu?' dediğinizi esefle öğrendim. Bir kadının soyadının ancak evlilik vasıtası ile değişeceği açık bir gerçek olmasına rağmen, bu kadar alçak ve şerefsiz bir yakıştırmayı yapmışsınız" demişti.
Akşener'in bu açıklamasına TBMM Başkanlığı adına yanıt veren Kahraman benzetmeyi yaptığını kabul etmiş ancak bu ifadeyi ‘masum bir teşbih' olarak nitelendirmişti.
Kahraman, kendisine hakaretlerde bulunduğu gerekçesiyle Akşener hakkında hem 50 bin liralık manevi tazminat davası açmış hem de suç duyurusunda bulunmuştu.