Lavrov, Mattis'in Cenevre anlaşmalarıyla ters düşen ifadeler kullandığını vurguladı.
Lavrov, "Mattis'in açıklamasını duydum. Bilindiği gibi ABD, her ne kadar Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın görevini bırakmasını ön koşul olarak sunmasalar da, Suriye'de yönetim değişikliğini doğru bir adım olarak görüyor. Bu tutum, Cenevre anlaşmalarıyla ve ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Suriye'deki tek amaçlarının terörle mücadele olduğu yönündeki açıklamasıyla çelişiyor" ifadelerini kullandı.
Rusya'nın ABD'nin gerçek niyetiyle ilgili olarak Washington'a sorular yönelttiğini de kaydeden Lavrov, ABD'nin şeffaf, adil ve anlaşılır bir tutum sergilemesini beklediklerinin altını çizdi.
'ABD, IŞİD'İ İLK KEZ KORUMA ALTINA ALMADI'
Öte yandan ABD'nin Suriye'nin Deyr ez Zor kentine bağlı Ebu Kemal kasabasındaki IŞİD militanlarını korumasını yorumlayan Lavrov, ABD'nin IŞİD militanlarını ilk kez koruma altına almadığına dikkat çekti.
Lavrov, ABD'nin daha önce Suriye'nin Rakka ve Irak'ın Musul kentlerinde de IŞİD'e destek verdiğinin altını çizdi.
'SURİYE'DE EN BÜYÜK TEHLİKEYİ ABD'NİN DESTEKLEDİĞİ SİLAHLI GRUPLARA BAĞLI MİLİTANLAR OLUŞTURUYOR'
Lavrov, "Bugün Suriye'de en büyük tehlikeyi ABD'nin desteklediği silahlı gruplara bağlı yabancı teröristler ve militanlar oluşturuyor" diye ekledi.