Olay tarihinde yarbay rütbesiyle Akar'ın emir subayı olarak görev yapan sanık Türkkan, savunmasında önceki ifadelerini reddetti.
'HER ŞEY HAYAL ALEMİNDE GİBİYDİ'
Yaşadıklarının kelimelerle ifade edilemeyeceğini, görüntülerinin bunun en büyük kanıtı olduğunu savunan Türkkan, "Her şey hayal aleminde gibiydi, bana bir şeyler içirildiğini düşünüyorum" diye konuştu. Bilinci yerinde olmayan birine her şeyin söylettirilebileceğini, imzalattırılabileceğini dile getiren Türkkan, önceki ifadelerine kendisinin de inanamadığını söyledi.
Akar'ın yaveri olduğu için olayın üzerine yıkılmaya çalışıldığını iddia eden Türkkan, darbeci ve FETÖ'cü olmadığını savundu.
O gece Mehmet Dişli'nin Akar'ın yanına girdiğini, bir süre sonra özel kuvvetler personelinin karargaha geldiğini anlatan Türkkan, bu kişilerin "Komutan'ın güvenliği söz konusu, acil tahliye etmemiz gerekiyor, sen gelmeyeceksin" dediklerini ve gittiklerini savundu. Türkkan, Akar'ı derdest etmediğini, aksi halde kendisinin de bu ekiple Akıncı Üssü'ne gitmesi gerektiğini öne sürdü.
'ÇOLAK'IN KARARGAHA GELMESİ NORMAL DEĞİL'
Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak'ı kendisinin aramadığını, Çolak tarafından arandığını savunan Türkkan, Çolak'ın çatışma olmasına karşın karargaha gelmesinin normal olmadığını iddia etti. Sanık Türkkan, "Tamamen masum ve suçsuzum" dedi.
Daha sonra Mahkeme Başkanı Oğuz Dik, sanığa önceki ifadelerini sordu. Sanık Türkkan, bunları kabul etmediğini söyledi.
Bunun üzerine Dik, Türkkan'ın dövülmediğini, işkenceye uğramadığını, üzerindeki yaraların gözaltı sırasında oluştuğunu belirterek başladığı ve itiraflarda bulunduğu, kayıt altına da alınan avukat huzurundaki sulh ceza hakimliği ifadesini okudu.