Yapılan çalışmaları Adilcevaz Kaymakamı Arif Karaman da izledi. Adilcevaz Kaymakamı Arif Karaman, yapılan çalışmaların önemli olduğunu ifade ederek, şöyle dedi: "İlçemizde bulunan tarihi Urartu Kalesi'nin su altında kalan kısmı gün yüzüne çıkarıldı. Bu yaklaşık 3 bin yıllık bir kaledir. Yapılan bu çalışma ilçemizin tarihi açısından önemli bir çalışmadır. Bu tarihin gün yüzüne çıkarılmasında emeği geçen herkese teşekkür ediyorum."
Van Gölü'nde yaklaşık 3 bin yıllık olduğu düşünülen bir kale bulundu https://t.co/WJ5j9U7yTd pic.twitter.com/RXUqZK6sFe
— BirGün Gazetesi (@BirGun_Gazetesi) November 11, 2017
'VAN GÖLÜ'NÜN KALBİNDEKİ SIRLARI AÇIĞA ÇIKARIYORUZ'
Sualtı Görüntüleme Yönetmeni Tahsin Ceylan ise, Van Gölü 600 bin yıllık bir tarihe sahip olduğunu ifade ederek şöyle konuştu: "Van Gölü’nün etrafından birçok uygarlık ve toplumlar yaşamıştır. Bu toplumlar Van Gölü’nü yukarı deniz olarak isimlendirmiş ve Van Gölü’nün kalbinde birçok gizemi barındırdığına inanmıştır. Bizler de bu noktadan hareketle Van Gölü’nün yani yukarı denizin kalbindeki sırları açığa çıkarmak için çalışmalar yapmaktayız. Bildiğiniz gibi Van Gölü’nde yaklaşık 10 yıla yakın yaptığımız çalışmalar ile İnci Kefali, Mikrobiyalitler ya da Van Gölü Mercanları ve Rus Batığının su altı görüntülerini çekerek bütün dünyaya duyurduk. Bugün burada Van Gölü’nün suları altında kalmış bir kaleyi keşfetmekle Van Gölü’ne ait sırlardan birisini daha açığa çıkarmanın heyecan ve mutluluğunu yaşıyoruz."
GÖLÜN SODALI SUYA SAHİP OLMASI SAYESİNDE TARİHİ ESERLER KORUNABİLMİŞ
'KALENİN KORUNMASI ÖNEMLİ'
'DÜNYANIN EN BÜYÜK MİKROBİYALİYLERİYLE ÇEVRİLİ'
Yapmış oldukları çalışmalar neticesinde Van Gölü’ne ait birçok gizemli yapıyı ortaya çıkarttıklarını kaydeden Akkuş, şu ifadeleri kullandı: "Bunların yeterince tanıtımını yapabilirsek Van Gölü etrafında onlarca dalış okulu açılacak ve bu nedenle binlerce insan dalış yapmak için buralara gelerek bu güzellikleri yerinde görebileceklerdir. İşte bu güzellikler bölgede bir eko turizm sektörünün doğmasını sağlayacaktır. Buda bölgede ekonomik açıdan bir canlılığa sebep olacaktır. Arkeologların da burada yapacağı çalışmalar sayesinde inanıyorum ki bu kale ile ilgili bizleri heyecanlandıracak ve bizi hayrete düşürebilecek daha çok bilgilere ulaşacağız. Bu sayede bu kalenin cazibesi her geçen gün artacak. Bu kalenin göl kenarında bulunması hem de dünyada bulunan en büyük mikrobiyalitler ile çevrili olması sayesinde buraya dalacak olanlar iki muhteşem güzelliği bir arada görebilme imkanına ulaşabilecek."