Emekli Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, terörle mücadeleden AK Parti iktidarının ilk döneminde yaptığı reformlara, 28 Şubat süreci ve AK Parti'ye kapatılma davasının siyasal etkilerinden Büyükada Davası ve ABD Başkonsolosluğu çalışanı Metin Topuz'un tutuklanmasına, FETÖ'yle mücadeleden, AK Parti'yle Fethullah Gülen Cemaati'nin geçmişteki ittifakına kadar bir çok konuda değerlendirmelerde bulundu.
'TERÖR SORUNUNU AKILLA, BİLİMLE ÇÖZERSİNİZ'
"Terör sorunu yaşayan ve başarıya ulaşan ülkeleri incelediğimizde, karşımıza şunlar çıkıyor: Asgari bir iklim yaratılması lazım. Terör olaylarına karşı baskıcı tedbirlerle, yasaklarla, olağanüstü hallerle çözüm mümkün değil. Tam tersine, akıllı, mantıklı ve bilimsel ölçeklerle yöntem geliştirirseniz terör sorununu çözersiniz."
'TADINA BAKTIK'
Terörle mücadele geçmişte yapılan reformların başarılı sonuç verdiğini de hatırlatan Avcı, "Geçmişte çok büyük reformlar yapıldı. Ceza Muhakemesi Kanunu değiştirildi. İşkenceyi önlemek adına tedbirler alındı. O dönemde olaylar oldukça azaldı. Silahla, şiddetle olayları çözmek isteyen grupların, 'Demokrasi gelirse, biz de silah bırakırız' dediklerini gördük. Bir tadına baktık, olabilirmiş dedik. Ama bir müddet sonra tersine döndü." dedi.
'HÜKÜMET CEMAATİN DESTEKLERİYLE AYAĞA KALKTI'
"İktidarı eleştiriyoruz. FETÖ'ye karşı mücadele böyle olmamalı, Güneydoğdu'daki mücadele böyle olmamalı diyoruz. Ama bir de iktidarın yerine kendimizi koymak gerekiyor. 2002 yılında AK Parti iktidara geldi. Hükümet oldu ama hükmedemiyordu. Karşısında '28 Şubat 1000 yıl sürer' diyenler vardı. Ayrıca, askerin görünmez bir biçimde askerin etkinliği vardı. Genelkurmay Başkanı'na, Cumhurbaşkanı'ndan, Başbakan'dan daha çok güveniliyordu. Böyle bir ortamda, hükmedemeyen hükümetin karşısında, elektronik muhtıra, kapatma davası gibi farklı yöntemler kullananlar var. Böyle olunca, Cemaat çıkıp 'Ben seni bu sorundan kurtararım, yeter ki bana destek ver' dedi. Cemaat desteği alınca, hukuku ve polisi kullanarak, önce emekli askerlerden başladı, sonra o askerlerle yakın çevredekilerle devam eden bir operasyon süreci başlattı. Cemaatin destekleriyle hükümet ayağa kalktı, gerçek manada hükmetmeye başladı.
"Bu ülkede, 28 Şubat yaşanmasaydı, AK Parti'ye kapatılma davası açılmasaydı, bu iktidar bu Cemaat'i bu kadar destekler miydi? Başımıza gelenlerin sebeplerinden birisi de geçmişte yaşanan hukuksuzluklar, haksızlıklar, demokrasi dışı faaliyetler. Yani, geçmişte yaşadığımız yasakçı zihniyetin cezasını bugünlerde çekiyoruz. Bugünkü yanlışları da gelecekte çekeceğiz."
'YERLERİ DEĞİŞTİRİLMELİYDİ'
"2010'dan sonra hükümetin bir takım idari tedbirler alıp, Cemaat'e dur demesi gerekiyordu. Cemaatçi bilinen yargı mensuplarının ve polislerin görev yerlerini değiştirselerdi, bugün yaşananların hiçbiri olmayacaktı. AK Parti, 17 Aralık sürecinden sonra Cemaat'e karşı durdu ama kullandığı yöntemler doğru değildi. 17 Aralık'tan 15 Temmuz'a kadar geçen sürede bu mesele çözülemedi ve darbe girişimiyle karşılaştı."
TUTUKLU ABD KONSOLOSLUĞU ÇALIŞANI VE BÜYÜKADA DAVASI…
"Önce soruşturma başlatıldı. Başlangıç biçimine baktığınız zaman, hiç makul değil. İddialarla orantılı değil. Ama bir yaygara koparıldı, casuslar ülkeyi bölüyor denildi.
"Metin Topuz'a sorulan sorulara bakıldığı zaman, o kişinin görevlerinin sorgulandığını görüyorsunuz. Sorulan sorularda, herhangi suç teşkil eden bir konu yok."