Dünya Bankası grubunun en büyük önceliklerinden birinin iklim değişikliği olduğunu belirten Zutt, kurumun en alttaki yüzde 40'ta yer alan ülkelerde gelir ve refah paylaşımının sağlanmasını amaçladığını dile getirdi.
'ENDÜSTRİLER YOKSULLUĞU AZALTIRKEN İKLİM DEĞİŞİKLİKLERİNİ KÖRÜKLÜYOR'
Zutt, endüstriler ve tedarik zincirlerinin kalkınmanın kilit aktörlerinden olduğunu vurgulayarak, "Yoksulluğun azaltılmasını ve refahın artırılmasını sağlayan bu faktörler aynı zamanda iklim değişikliğine de sebep oluyor" dedi.
Özellikle endüstrilerin yüksek su ve enerji kaynaklarını kullanmasına değinen Zutt, "İklim değişikliği 2030 itibarıyla 100 milyon insanın yoksulluk içinde yaşamasına neden olacak" diye konuştu.
Zutt, doğrudan sera gazı salınımının yüzde 5'inin ve dolaylı sera gazı salımının yüzde 10'unun endüstriler tarafından üretildiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti: "Bazı tahminlere göre doğrudan sera gazı salımının yüzde 25'i endüstri kaynaklı. Öte yandan iklim değişikliği bazı fırsatlar da sunuyor. Mesela önümüzdeki yıllarda iklim değişikliğine adapte olmak ve bunun etkilerini azaltmak için dünya genelinde yapılan yatırımların yıllık 170 milyar dolara kadar çıkacağı düşünülüyor."
Zutt, Türkiye'de sanayi sektöründe iklim değişikliğinin etkilerinin değiştirilmesi ve bunlara adapte olunması konusunda yenilenebilir enerji, enerji depolanması, tarım, sanayi, kentsel ulaşım, yeşil binalar, kentsel atık yönetimi alanlarında çalışmalar yürütüldüğünü bildirdi.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürü Anıl Yılmaz da Yeşil OSB Projesi'nin Bakanlığın üç önemli projesinden biri olduğunu belirterek, projede hazırlık çalışmalarının Kasım 2016'da başladığını, şubat ayında ise sahada eyleme geçildiğini söyledi. Bu kapsamda bilinçlendirme çalışmalarının devam ettiğini belirten Yılmaz, projede Bursa, İzmir, Adana ve Ankara olmak üzere 4 sanayi bölgesiyle çalıştıklarını belirtti.
Yılmaz, saha çalışmalarının 3 ay sürdüğünü, yerli ve yabancı uzmanlarca yapılan çalışmalarda etütlerin gerçekleştirildiğini, mevzuat ve finansal araçların analiz edildiğini, OSB'ler için ulusal bir kriter listesi oluşturulduğunu, 4 OSB için ayrı ayrı eylem planları hazırlandığını anlattı. Projenin hem çevresel hem de ekonomik faydaları bulunduğunun altını çizen Yılmaz, "4 OSB'de toplam 350 milyon dolarlık yatırım imkanı bulunuyor. Bu yatırım ortalama 3.7 yılda geri dönebilecek" dedi. Yılmaz, Türkiye'de 300 OSB bulunduğunu anımsatarak, "74 OSB'nin enerji yönetim ve 54 OSB'nin çevre yönetim birimi var, 83 tanesi ise çevre yönetim hizmeti alıyor" diye konuştu.
