'TÜRKÇE'NİN FRANSIZCA VE RUSÇA İLE EŞDEĞER SAYILMAMASI ÜZÜCÜ'
"Maalesef tam tersine gelişmeler var. Yardımcı olacaklarına şimdi bazı belediyeler kira istiyor. Bunun yanlış bir adım olduğunu söylüyoruz. Bu, gençlerimizi kazanmak yerine kaybetmeye yol açacaktır. Bizim açımızdan biz, her açıdan Türkçe eğitimi verebiliriz. Bu konudaki çalışmalarımızı da sürdüreceğiz. Türkçe eğitiminin anayasal bir hak olduğunu düşünüyorum."
Çelik, Türkçenin Rusça, İtalyanca, İngilizce ve Fransızca ile eş değer bir dil olarak kabul edilmesi gerektiğini ifade ederek, bu kadar kuvvetli bir toplumun bulunduğu bir şehirde Türkçenin aynı Fransızca ve Rusça gibi görülmemesinin üzücü olduğunu söyledi.
Almanlarla yapılan görüşmelerde bunları dile getirdiklerine işaret eden Çelik, "Biz iki hususa dikkati çekiyoruz. Bunu talep eden arkadaşlarımızın yarısının Alman vatandaşı olması ve belki daha da önemlisi 10 bine yakın iş adamının çok ciddi vergi katkısında bulunması. Bu açıdan bakıldığında bizden para talep edilen okulların vergisini aslında sizler ödüyorsunuz. Bu sizin temel ihtiyacınız ve hakkınız. Bu temel ihtiyacınız ve hakkınız için kira isteniyor bu defa. Bence bu çifte haksızlık haline geliyor” değerlendirmesinde bulundu.
Berlin'de Mitte Belediyesi, MEB'in görevlendirdiği öğretmenlerin kullanacağı Türkçe dersliği için 27 bin 400 avro kullanım ücreti talep etmiş ve Türkçe derslerini bu eğitim-öğretim yılının başında durdurmuştu.
Friedrichhain-Kreuzberg Belediyesi ise Türkçe dersinin okul yönetimi tarafından sunulan derslerin dışında olduğu gerekçesiyle bu hizmetin sunulacağı yer için 28 Ocak 2018 tarihi itibarıyla sınıf kullanım ücreti istemeye başlamıştı.
Türkiye'nin Berlin Büyükelçiliği Eğitim Müşaviri Cemal Yıldız da Berlin'de Türkçe derslerinin önüne değişik bahanelerle engeller çıkartılmasının düşündürücü ve endişe verici olduğunu söylemişti.